Translation of "şeytan" in English

0.005 sec.

Examples of using "şeytan" in a sentence and their english translations:

Şeytan öldü.

The demon is dead.

- Şeytan!
- İblis!

Devil!

Şeytan çıkarma yapıyorlardı

They performed exorcisms

Şeytan ayrıntıda gizlidir.

The devil is in the details.

Onu şeytan götürsün!

Let the devil take him!

Şeytan nerede yaşıyor?

Where does the devil live?

Geri dön, Şeytan!

Go back, Satan!

O bir şeytan.

He's a demon.

Ben şeytan değilim.

I'm not the devil.

Şeytan bir egoisttir.

The devil is an egoist.

Acele işe şeytan karışır.

More haste, less speed.

Benden uzak dur, şeytan!

Keep away from me, devil!

O güçlü bir şeytan.

She's a powerful demon.

En tehlikeli şeytan paradır.

The most dangerous demon is money.

Bütün insanlar şeytan değildir.

Not all people are evil devils.

Şeytan Tanrı'ya dava açtı.

The Devil sued God.

Onu sana şeytan yaptırdı.

The devil made you do it.

Tom'da şeytan tüyü var.

Tom is the kind of guy you just can't hate.

O küçük bir şeytan.

She's a little devil.

Sadece şeytan büyükannesi güler.

Only the devil laughs at his grandmother.

Sami Mina'da şeytan taşladı.

Sami stoned the devil in Mina.

"Karanlığın prensi" Şeytan anlamına gelir.

The "prince of darkness" means Satan.

Bu çocuk küçük bir şeytan.

That kid is a little demon.

"Bana ruhunu ver", dedi şeytan.

"Give me your soul", said the evil.

Şeytan haçın arkasında pusuda bekliyor.

The devil lurks behind the cross.

Gelecek yıldan bahsedersen şeytan güler.

Speak of the next year, and the devil will laugh.

Bermuda Şeytan Üçgeni bir yalandır.

The Bermuda Triangle is a sham.

Film Müslümanları şeytan gibi gösteriyor.

This film portrays Muslims as evil people.

O adam kurnaz bir şeytan!

That man is one cunning devil!

Şeytan seni götürürse yazık olur.

It would be a pity if the devil would take you away.

Şeytan, Hiroşima ve Nagasaki'yi yok etti.

The devil destroyed Hiroshima and Nagasaki.

Şeytan boyalı olduğu kadar siyah değil.

The devil is not so black as he is painted.

Onun kadınlara karşı şeytan tüyü var.

He has a way with women.

Tom'un kadınlara karşı şeytan tüyü var.

Tom has a way with women.

Şeytan, dünyada en çok cehaletten beslenir.

The world's evil almost always comes from ignorance.

Şeytan "Bu çok eğlenceli" diye düşündü.

"This is very amusing," thought the devil.

Tom Tanrı ile şeytan arasındaki farkı bilmiyor.

Tom doesn't know the difference between God and the Devil.

Bermuda Şeytan Üçgeninde bir paralel evren var.

In the Bermuda Triangle there is a parallel universe.

Leyla içinde bir şeytan varmış gibi görünüyordu.

Layla seemed to have a devil in her.

Salman Rüşdi'nin “Şeytan Ayetleri” modern edebiyatın gerçek başyapıtıdır.

“The Satanic Verses” by Salman Rushdie is a real masterpiece of modern literature.

- Şeytan diyor ki onunla evlen.
- Onunla evlenesim geliyor.

I have half a mind to marry her.

- O bir cin tarafından ele geçirilmiş.
- İçine şeytan girmiş.

She is possessed by a devil.

- Hak ettiğini buldu.
- Şeytan azapta gerek.
- Hak etti.
- Ettiğini buldu.

That serves him right.

- Acele işe şeytan karışır.
- Acele etmek hataların yapılmasına yol açar.

Hurrying leads to mistakes being made.

Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.

I thought that my girlfriend was normal, but she turned out to be a succubus!

Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.

The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.

Dün bir tanrı oldum, fakat bunu biraz sıkıcı buldum ki bugün bir şeytan oldum.

Yesterday I became a god, but found that a bit boring, so today I became a devil.

- O benim hiç başıma gelmedi, tahtaya vur.
- O benim hiç başıma gelmedi, şeytan kulağına kurşun.

That has never happened to me, touch wood.

- Acele işe şeytan karışır.
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acele giden ecele gider.
- Acele yürüyen yolda kalır.

Haste makes waste.

Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.

- Happy when borrowing, but upset when having to return it.
- A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it.

Gerçekleşen bir hayata öncülük etmek gerçekten basit bir soruya geliyor: Geceleri ışıkları kapattığınızda ve kafanız yastık üzerindeyken, ne duyuyorsunuz? Ruh şarkın mı, Şeytan mı gülüyor?

Leading a fulfilling life really comes down to a simple question: When you turn off the lights at night and your head is on the pillow, what do you hear? Your soul singing or Satan laughing?