Translation of "Eğdi" in English

0.019 sec.

Examples of using "Eğdi" in a sentence and their english translations:

O, sırtını eğdi.

He bent his back.

Baskıya boyun eğdi.

He yielded to pressure.

Utançla yüzünü eğdi.

He hung his head sheepishly.

Başını öne eğdi.

He bent his head low.

O, başını eğdi.

He bowed his head.

Tom başını eğdi.

Tom ducked his head.

- Tom utançla başını eğdi.
- Tom utanarak başını eğdi.
- Tom utanç içinde başını eğdi.

Tom bowed his head in shame.

O, günaha boyun eğdi.

He gave in to the temptation.

O utançla başını eğdi.

He hung his head in shame.

Tom kaderine boyun eğdi.

Tom is resigned to his fate.

O umutsuzluğa boyun eğdi.

She gave up in despair.

Tom utançla başını eğdi.

Tom hung his head in shame.

Mary utançla başını eğdi.

Mary bowed her head in shame.

O utanç içinde başını eğdi.

She bent her head in shame.

O, babasının kararına boyun eğdi.

He acquiesced in his father's decision.

Mahcup bir şekilde başını eğdi.

He bowed his head ashamedly.

Alice utanç içinde başını eğdi.

Alice hung her head in shame.

- Sonunda kabul etti.
- Sonunda boyun eğdi.

At last he yielded.

Tom başını eğdi ve dua etti.

Tom bowed his head and prayed.

Denizcilerin tüm yetenekleri fırtınanın şiddetine boyun eğdi.

All the skill of the sailors gave way to the violence of the storm.

- Tom şapkasını eğdi.
- Tom şapkasını yana yatırdı.

Tom tipped his hat.

Küçük çocuk başını öne eğdi ve bir şey söylemedi.

The little boy hung his head and said nothing.

O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.

He finally yielded to the request of his wife and bought a house.

- Tom şapkasını çıkardı ve onların önünde eğildi.
- Tom şapkasını çıkardı ve onlara boyun eğdi.
- Tom şapkasını çıkarıp eğilerek onları selamladı.

Tom took off his hat and bowed down to them.