Translation of "öğrenciyken" in English

- Ben öğrenciyken onunla tanıştım.
- Onunla öğrenciyken tanıştım.

I met him when I was a student.

Ben öğrenciyken tenis oynardım.

I used to play tennis when I was a student.

Öğrenciyken hep erken kalktım.

I always got up early when I was a student.

Ben öğrenciyken tennis oynadım.

I played tennis when I was a student.

Ben öğrenciyken İngilizce günlük tutardım.

I used to keep a diary in English when I was a student.

Genç bir öğrenciyken tenis oynardım.

- I used to play tennis as a young student.
- I used to play tennis when I was a young student.

Ben bir öğrenciyken Paris'te yaşıyordum.

When I was a student I lived in Paris.

Ben bir öğrenciyken Boston'da yaşıyordum.

When I was a student, I lived in Boston.

Öğrenciyken altı ay boyunca İngiltere'de okudum.

I studied in England for six months when I was a student.

Ben öğrenciyken onunla bir kez karşılaştım.

- I once met him when I was a student.
- I met him once when I was a student.

Bir öğrenciyken Fransızca bir günlük tuttum.

I kept a diary in French when I was a student.

O öğrenciyken, sık sık diskoya giderdi.

When she was a student, she used to go to the disco often.

Ben bir öğrenciyken, kompozisyonda en kötüydüm.

When I was a student, I was the worst at composition.

Sen öğrenciyken bir garsondun, değil mi?

You were a waiter when you were a student, weren't you?

Bir öğrenciyken okuyabildiğin kadar çok kitap oku.

Read as many books as you can while you are a student.

Ben öğrenciyken her gün üç saat çalıştım.

When I was a student, I studied three hours every day.

Tom babasının öğrenciyken kullandığı sözlüğün aynısını kullanıyor.

Tom uses the same dictionary that his father used as a student.

Tom onlar öğrenciyken John'la Boston'da bir daire paylaştı.

Tom shared an apartment with John in Boston when they were students.

Ben öğrenciyken, solak çocuklar okulda sağ elle yazmaya zorlanıyorlardı.

When I was at school, left-handed kids were forced to write right-handed.

Öğrenciyken her gece en az üç saat ders çalıştım.

When I was a student, I studied at least three hours every night.

Bu, Tom ve ben biz öğrenciyken çekilmiş bir fotoğraf.

This is a picture of Tom and I when we were students.

Tom öğrenciyken ders kitaplarının dışında bir şey okuyacak zamanı yoktu.

Tom had never had time to read anything other than textbooks when he was a student.

Ama 1665 veya 1666'da bir veba salgını oldu Newton öğrenciyken.

But in 1965 or 1966 the great pestilence occured when Newton was a student.

- Tom bir öğrenci olarak sık sık buraya geldi.
- Tom bir öğrenciyken sık sık buraya gelirdi.

Tom often came here as a student.