Translation of "çözdüm" in English

- Gizemi çözdüm.
- Esrarı çözdüm.
- Sırrı çözdüm.
- Gizi çözdüm.

- I solved the mystery.
- I've solved the mystery.

- Sorunu çözdüm.
- Ben sorunu çözdüm.

I solved the problem.

Şifreyi çözdüm.

I cracked the code.

Bulmacayı çözdüm.

I just solved the puzzle.

Bilmeceyi çözdüm.

I solved the puzzle.

Onu çözdüm.

I've solved it.

Gizemi çözdüm.

I solved the mystery.

Yapbozu çözdüm.

I've figured out the puzzle.

Kurdeleyi çözdüm.

I untied the ribbon.

- Tüm sorunları çözdüm.
- Tüm problemleri çözdüm.

I've solved all the problems.

Bir şifreyi çözdüm.

I deciphered one.

Sanırım sorunu çözdüm.

I think I've solved the problem.

Olayı çözdüm, değil mi?

I have solved it all, right?

Bunu kendi başıma çözdüm.

I figured it out by myself.

Sorunu bu şekilde çözdüm.

I solved the problem in this way.

- Bilmeceyi çözdüm.
- Yapbozu bitirdim.

I solved the puzzle.

Bu bulmacayı yeni çözdüm.

I just solved this puzzle.

Sanırım onu nasıl yapacağımı çözdüm.

- I think I've figured out how to do it.
- I think that I've figured out how to do it.

Sadece sorunun ne olduğunu çözdüm.

I just figured out what the problem is.

Birkaç gün önce problemi çözdüm.

I solved the problem a few days ago.

Ben bu sorunu güçlükle çözdüm.

I solved this problem with difficulty.

Neyse ki, senin sorununu çözdüm.

Fortunately, I've solved your problem.

Sanırım ne zaman gitmemiz gerektiğini çözdüm.

I think I've figured out what time we need to leave.

Sanırım bunu nasıl tamir edeceğimi çözdüm.

- I think I've figured out how to fix this.
- I think that I've figured out how to fix this.

Bütün alıştırmaları yarım saatten kısa bir sürede çözdüm.

I solved every exercise in less than half an hour.

Bu sabah sorunu çözdüm, ama belki daha fazla sorunlar vardır.

This morning I have solved the problem, but maybe there are still further problems.

“Çözdüm her şeyi. Bilirsin, o kadar da aptal değilimdir.” — “Hadi canım sen de. Belli ki Mary anlatmış sana her şeyi.”

"I figured it out. I'm not that stupid, you know." "Oh, please. Mary has obviously told you everything."