Translation of "Çıkarın" in English

0.009 sec.

Examples of using "Çıkarın" in a sentence and their english translations:

Cüzdanınızı çıkarın.

Get out your wallet.

Bandajı çıkarın.

Remove the bandage.

Çıkarın beni!

- Let me out!
- Let me out.

Defterlerinizi çıkarın!

- Take out your notebooks!
- Take out your notebooks.

Çizmelerinizi çıkarın.

Take off your boots.

Lütfen ayakkabılarınızı çıkarın.

- Please take off your shoes.
- Please take your shoes off.

Tatilinizin tadını çıkarın.

Enjoy your vacation.

Onları buradan çıkarın.

- Get them out of here!
- Get them out of here.

Onu buradan çıkarın.

- Get her out of here.
- Get her out of here!

Dilinizi çıkarın, lütfen.

Put out your tongue, please.

Seyahatin tadını çıkarın.

Enjoy your trip.

Anın tadını çıkarın!

- Enjoy the moment!
- Enjoy the moment.

Akşamın keyfini çıkarın.

Enjoy your evening.

Çıkarın bizi buradan.

Let us out of here.

Sınıftayken şapkalarınızı çıkarın.

While you're in the classroom, take off your caps!

Herkesi buradan çıkarın.

Get everyone out of here.

Lütfen şapkalarınızı çıkarın.

Please take off your hats.

Beni buradan çıkarın.

Get me out of here.

Uçuşun keyfini çıkarın.

Enjoy the flight.

Anın keyfini çıkarın.

- Enjoy the moment!
- Enjoy the moment.

Saçımdan kurdeleyi çıkarın.

Take the ribbon from my hair.

Oyunun keyfini çıkarın.

Enjoy the game.

Onu yukarı çıkarın.

Take her upstairs.

Sınıfta şapkalarınızı çıkarın!

Take off your caps in the classroom!

Çöpü binadan çıkarın.

Get the rubbish out of the building.

Defterlerinizi dışarı çıkarın!

- Take out your notebooks.
- Get out your notebooks.

Beni buradan çıkarın!

Get me out of this place!

Emekliliğinizin tadını çıkarın.

Enjoy your retirement.

Onları elden çıkarın.

Obliterate them!

Beni listeden çıkarın!

Scratch me off the list!

- Makineden aküyü çıkartın.
- Pili makineden çıkarın.
- Bataryayı makineden çıkarın.

Take the battery off the machine.

Lütfen bisikletinizi buradan çıkarın.

Please move your bicycle out of here.

Lütfen ayakkabılarınızdan çamuru çıkarın.

Please remove the mud from your shoes.

Çıkarabilirken hayatın tadını çıkarın.

Enjoy life while you may.

Bu şeyi buradan çıkarın.

Get this stuff out of here.

Lütfen çamurlu çizmelerinizi çıkarın.

Please take off your muddy boots.

Lütfen çöpü dışarı çıkarın.

Please take out the trash.

Senin çıkarın ne olacak?

What's in it for you?

Bu insanları buradan çıkarın.

Get these people out of here.

Onları görüş alanımdan çıkarın.

Get them out of my sight.

Şu insanları buradan çıkarın.

Get those people out of here.

Güneş gözlüğünüzü çıkarın lütfen.

Please take off your sunglasses.

Lütfen konaklamanızın tadını çıkarın.

Please enjoy your stay.

Gömleğinizi çıkarın ve uzanın.

Remove your shirt and lie down.

Lütfen dansın keyfini çıkarın.

Please enjoy yourself at the dance.

Defterinizi ve kalemlerinizi çıkarın.

Get out your notebooks and pens.

Lütfen ev ödevinizi çıkarın.

Please take out your homework.

Beni bu uçuştan çıkarın.

Get me off this flight.

Kendi kimliğinizi ortaya çıkarın.

Identify yourselves.

- İyi tatiller.
- Tatilin keyfini çıkarın.

Enjoy your holidays.

Pişirmeden önce tavuğun sakatatını çıkarın.

- Draw a chicken before cooking.
- Remove the chicken's giblets before cooking.

Arkanıza yaslanın ve keyfini çıkarın.

Sit back and enjoy it.

Allah aşkına beni buradan çıkarın.

For God's sake, get me out of here!

Odaya girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarın.

- Take your shoes off before you come into the room.
- Take off your shoes before you come into the room.

Bu çocuğu buradan dışarı çıkarın.

Get this kid out of here.

Lütfen eve girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarın.

Please remove your shoes before entering the house.

Lütfen bu otelde kalmanın keyfini çıkarın.

Please enjoy your stay at this hotel.

Lütfen bu odada burada şapkanızı çıkarın.

Please take off your hat here in this room.

- Çıkar onu buradan!
- Çıkarın onu buradan!

- Get him out of here!
- Get him out of here.

O devam ederken gençliğin tadını çıkarın.

Enjoy your youth while it lasts.

- Ceketini çıkar.
- Ceketinizi çıkarın.
- Ceketinizi çıkarınız.

- Take off your jacket.
- Take your jacket off.

Bir sınıfa girdiğiniz zaman şapkanızı çıkarın.

Take off your hat when you enter a classroom.

Kar gelmeden yumuşak havanın tadını çıkarın.

Enjoy the mild weather before the snow comes.

Lütfen bu belgeden beş suret çıkarın.

Please make five copies of this document.

Yumurtaları kırın ve yumurta sarılarını çıkarın.

Break the eggs and remove the yolks.

Arkanıza yaslanın ve gösterinin keyfini çıkarın.

Sit back and enjoy the show.

Kitaplarınızı çıkarın ve 42. sayfayı açın.

Take out your books and open them at page 42.

Lütfen belinizden yukarıdaki tüm giysileri çıkarın.

Please take off all of your clothes from the waist up.

Lütfen belden aşağınızdaki tüm giysilerinizi çıkarın.

Please take off all of your clothes from the waist down.

Lütfen bu sayfanın üç adet fotokopisini çıkarın.

Please make three copies of this page.

Dışarı çıkın ve serin esintinin tadını çıkarın.

Come out and enjoy the cool breeze.

Sadece arkanıza yaslanın ve gösterinin keyfini çıkarın.

Just sit back and enjoy the show.

Lütfen iç çamaşırlarınız dışındaki tüm giysilerinizi çıkarın.

Please remove all of your clothes, except your underwear.

Bu şok edici hikayenin korkunç gerçeğini ortaya çıkarın.

Uncover the horrific truth of this shocking story.

- İçeri girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarın.
- Girmeden ayakkabılarını çıkart.

Take your shoes off before you enter.

- Tom'un ismini listeden düş.
- Tom'un adını listeden çıkarın.

Cross Tom's name off the list.

- Ağzını aç, dilini çıkar.
- Ağzınızı açıp dilinizi çıkarın.

Open your mouth and stick out your tongue.

- Bu konu seni neden ilgilendiriyor?
- Senin bu işten çıkarın ne?

What's your interest in this?

- Bana on kopya oluşturun.
- Bana 10 kopya çıkarın.
- On nüsha istiyorum.

Make me ten copies.

Kendinize biraz patlamış mısır alın, arkanıza yaslanın ve gösterinin keyfini çıkarın.

Get yourself some popcorn, sit back and enjoy the show.