Translation of "Saç" in Dutch

0.009 sec.

Examples of using "Saç" in a sentence and their dutch translations:

Kısa saç seviyorum.

- Ik hou van een kort kapsel.
- Kort haar vind ik leuk.

Kısa saç stilini severim.

Ik hou van een kort kapsel.

Bir saç tıraşı ol.

- Laat je haar knippen.
- Ga naar de kapper.

Saç tıraşına ihtiyacın var.

Je moet je haar eens laten knippen.

Yeni saç rengini seviyorum.

Ik vind je nieuwe haarkleur mooi.

- Bana bir saç fırçası gerekiyor.
- Bir saç fırçasına ihtiyacım var.

Ik heb een haarborstel nodig.

Saç kurutucunuzu ödünç alabilir miyim?

Kan ik uw föhn lenen?

Kısa saç ona gerçekten yakışıyor.

Die korte haren staan haar werkelijk goed.

- Kısa saç ona daha iyi duruyor.
- Kısa saç ona daha çok yakışıyor.

Kort haar staat hem beter.

Tom Mary'nin yeni saç modelini sevdi.

Tom vond Maries nieuw kapsel mooi.

Kahverengi, onun doğal saç rengi değil.

Bruin is niet haar natuurlijke haarkleur.

Bence yeni saç rengin güzel görünüyor.

Ik vind je nieuwe haarkleur mooi.

- Saçını kestirmelisin.
- Saç tıraşına ihtiyacın var.

Je moet je haar eens laten knippen.

Sarı saç ve mavi gözleri var.

Hij heeft blond haar en blauwe ogen.

Saç kurutma makinesini ödünç alabilir miyim?

Mag ik de haardroger lenen?

Yeni saç stili Meryem'e çok yakışmış.

Maria's nieuwe kapsel staat haar geweldig.

Saç kurutma makineni ödünç alabilir miyim?

Mag ik de haardroger lenen?

Onlar, saç rengi hariç aynı görünüyorlar.

Ze zien er hetzelfde uit, afgezien van de haarkleur.

Senin saç tıraşı olmanın zamanı geldi.

Het is hoog tijd dat je naar de kapper gaat.

Bir saç kurutma makinesi getirdin mi?

- Heb je een haardroger meegenomen?
- Heb je een föhn meegenomen?

Yeni saç stilin seni daha yaşlı gösteriyor.

Je nieuwe haarstijl doet je er ouder uitzien.

İnsan saç ve tırnaklarındaki keratin lifinden oluşan boynuz

Ze zijn gemaakt van keratine, wat ook in menselijk haar en nagels zit...

O bir saç fırçası ve bir diş fırçası aldı.

Zij kocht een haarborstel en een tandenborstel.

Tom saç tıraşı olmak için gitti ama yakında geri dönmeli.

Tom is zijn haar gaan laten knippen maar hij komt zeker weldra terug.

- Şimdiden birkaç tane beyaz saç telim var.
- Şimdiden saçımda birkaç tel beyaz var.

Ik heb al een paar grijze haren.