Translation of "Hakkındaki" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Hakkındaki" in a sentence and their dutch translations:

İşte, iklim hakkındaki gerçekler.

Hier de feiten over het klimaat.

Onun hakkındaki gerçeği bilmeliyim.

Ik moet de waarheid over hem weten.

Hayvanlar hakkındaki fıkraları seviyorum.

Ik hou van dierengrappen.

Hakkındaki yazıları tekrar tekrar okurdum.

over gletsjers, Antarctica en Groenland.

Time'da Asya hakkındaki makaleyi okudunmu?

Hebt ge het artikel over Azië gelezen in Time?

Tom'un haber hakkındaki tepkisi neydi?

Wat was Toms reactie op het nieuws?

Ve de tembel hayvan hakkındaki gerçeklerle

en dat het begrijpen van de waarheid over de luiaard

Ne yapılması gerektiği hakkındaki fikirlerini değiştiriyorlar.

je mening daardoor aan zal aanpassen.

Ruslar ayılar hakkındaki her şeyi bilirler.

Russen weten alles van beren.

Leyla develer hakkındaki her şeyi biliyordu.

Layla wist alles van kamelen.

Kedimi yiyen Tom hakkındaki hikaye doğru değil.

Het verhaal dat Tom mijn kat opat is niet waar.

Tom'un bugünkü toplantı hakkındaki mesajını almadın mı?

Heb je Toms bericht over de vergadering van vandaag niet gekregen?

Dans hakkındaki bir kitap masanın üzerinde duruyor.

Op het bureau ligt een boek over dansen.

İlk olarak, sorun hakkındaki anlayışımızı yeni bir çerçeveye oturtmalıyız.

Eerst moeten we ons begrip van het probleem herbekijken.

İleriye dönük gidişat hakkındaki her şey için endişelenmek istemedim.

Al die dingen waar ik me vanaf nu geen zorgen meer over wou maken.

- Adalar hakkındaki anlaşmazlık, Çin'de bazı Japon karşıtı protestolara yol açtı.
- Adalar hakkındaki ihtilaf, Çin'de bazı Japon karşıtı protestolara yol açtı.

Het geschil over de eilanden heeft tot enkele anti-Japanse protesten geleid in China.

Kral Hrolf hakkındaki efsaneler, geleneksel olarak 'Karanlık Çağlar' olarak bilinen

Legenden over koning Hrolf komen uit een tumultueuze periode in de Europese geschiedenis, traditioneel

Tom'un Mary ile hayatı hakkındaki kitabı peynir ekmek gibi sattı.

Het boek van Tom over zijn leven met Maria ging als verse broodjes van de hand.

- Bu konu ile ilgili düşüncelerini duymaya can atıyorum.
- Bu konu hakkındaki düşüncelerini duymaya can atıyorum.

Ik wacht met ongeduld op uw ideeën over dat thema.