Translation of "Yedi" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "Yedi" in a sentence and their chinese translations:

- Gökkuşağı yedi renklidir.
- Gökkuşağının yedi rengi vardır.

彩虹有七种颜色。

- Yedi çocuğu var.
- Onun yedi çocuğu var.

她有7个孩子。

Yedi gibi görüşürüz.

我们7点左右碰头。

Adam ekmeği yedi.

這個男人吃了麵包。

O, elmayı yedi.

他把苹果吃了。

O elmayı yedi.

他把苹果吃了。

Adam ekmek yedi.

這個男人吃了麵包。

Yılan timsahı yedi.

- 蛇吃了鳄鱼。
- 蛇吃掉了鳄鱼。

- O, on yedi yaşındadır.
- O on yedi yaşında.

她十七岁了。

- Tüm kurabiyeleri kim yedi?
- Bütün kurabiyeleri kim yedi?

谁吃了全部饼干?

- Ben gelecek yıl on yedi olacağım.
- Seneye on yedi olacağım.
- Seneye on yedi yaşında olacağım.

我明年17岁。

Şimdi Londra'da saat yedi.

伦敦现在七点了。

Helen on yedi yaşında .

海倫十七歲。

Bina yedi kat yükseklikte.

這棟建築物有七層樓高。

O onun hepsini yedi.

他通通都吃了。

Arkadaşım on yedi yaşındadır.

我的朋友十七岁了。

O, elmanın hepsini yedi.

他把整个苹果都吃了。

O biraz kum yedi.

他吃了些沙。

Yeryüzünde yedi kıta vardır.

地球上有七大洲。

O zehirli mantarları yedi.

他吃了毒蘑菇。

Hayvanlar zaten yeterince yedi.

动物们都吃得够多了。

Tüm kurabiyeleri kim yedi?

谁吃了全部饼干?

O, on yedi yaşındadır.

她十七岁了。

- Ben yedi yaşındayken babam öldü.
- Babam, ben yedi yaşındayken öldü.

我七岁时,我父亲去世了。

Bebek doğumda yedi paund geldi.

婴儿出生时7磅重。

Aile, akşam yemeğini birlikte yedi.

- 一家人一起吃了晚饭。
- 家裡人一起吃了晚飯。

Onun yedi tane oğlu var.

他有七个儿子。

Tom kaç tane portakal yedi?

湯姆吃了多少橘子?

Muhtemelen sana yedi dakika verebilirim.

也許我可以給你七分鐘。

O bir kutu çikolata yedi.

他吃了一盒巧克力。

Tom sadece bir sandviç yedi.

Tom吃了唯一一个三明治。

Tom hariç herkes pizza yedi.

所有人除了汤姆都吃了比萨。

Ben yedi yaşındayken babam öldü.

我七岁时,我父亲去世了。

Bir kedinin yedi canı vardır.

猫有七条命。

Akşam yemeğini yedi çeyrekte yiyorum.

我在七時十五分吃晚飯。

Tom bir dilim pizza yedi.

湯姆吃了一片比薩餅。

Yedi ya da sekize kadar döneceğim.

我会在七八点回家。

Gelecek yıl o on yedi olacak.

她明年將滿十七歲。

On yedi yaşında liseyi terk etti.

他十七歲的時候離開了高中。

O, yedi yıl önce Japonya'ya geldi.

他七年前來日本。

Ben gelecek yıl on yedi olacağım.

我明年17岁。

Onlar öğle yemeği için sandviç yedi.

他们午饭吃了三明治。

Tom tek başına pastanın yarısını yedi.

湯姆獨自吃了半個蛋糕。

Emily akşam yemeğinde soya peyniri yedi.

艾美莉晚餐吃了豆腐。

Ben saat yedi buçukta orada olacağım.

我七點半會在那裡。

O yedi yıl boyunca Matsue'de yaşadı.

他住在松江七年了。

Sabahları her zaman yedi civarında uyanırım.

我早上總是大約七點鐘醒來。

Lütfen yedi ile sekiz arasında beni arayın.

- 请在7、8点之间打给我。
- 请在7点到8点钟之间打电话给我。

Yedi yıl önce İspanya'da bir araya geldiler.

他们七年前在西班牙认识的。

Yarın doğum günüm ve on yedi olacağım.

明天是我的生日,而我將會17歲。

Yan kapıdaki bayanın çocuğu halen yedi yaşında.

隔壁家的姐姐的孩子都7岁大了。

- On yedi yaşında bir delikanlı genelde babası boyundadır.
- On yedi yaşında bir delikanlı genelde babası kadar uzundur.

十七歲的男孩常常長得和他父親一樣高。

O, geldi ve bizimle birlikte akşam yemeği yedi.

他來跟我們吃了晚飯。

Ben o zaman sadece yedi yaşında bir kızdım.

我那時還是一個七歲的小女孩。

Yatakta kaldığı yedi ay boyunca bacak kasları köreldi.

他的腿部肌肉在他卧床不起的七个月中萎缩了。

Tom öğle yemeği için sadece üç havuç yedi.

汤姆午餐只吃了三个胡萝卜。

Benim bölümümde yedi erkek ve dört kadın var.

在我的部门里有七男四女。

Ateş yakma imkanı olmadığı için, balığı çiğ çiğ yedi.

他沒有辦法生火,便只好把魚活生生的吃掉。

Yaptığım pastayı sen yemediysen, o zaman kız kardeşin yedi.

我做的蛋糕不是被你吃了,就是被你妹妹吃了。

- Ben de 17 yaşındayım.
- Ben de on yedi yaşındayım.

我也是17岁。

Bayan, bir milyon dolar kazandığını öğrendiğinde gerçekten kafayı yedi.

當這位女士得知她已經贏得了百萬美元, 她真的樂瘋了。

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.

一、二、三、四、五、六、七、八、九、十。

Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.

有人告訴過我,我們每抽一根煙,壽命就會縮短七分鐘。

Bu masal yedi yaşındaki bir çocuğun okuması için yeterince kolaydır.

這個童話故事很淺白,七歲的小孩也看得懂。

- 3'ün küpü 27'dir.
- Üçün kübü yirmi yedi yapar.
- 3 üzeri 3 27 yapar.

三的立方是二十七。

Yüz, iki yüz, üç yüz, dört yüz, beş yüz, altı yüz, yedi yüz, sekiz yüz, dokuz yüz, bin.

一百, 二百, 三百, 四百, 五百, 六百, 七百, 八百, 九百, 一千。