Translation of "Yanında" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "Yanında" in a sentence and their chinese translations:

Yanında sos istiyorum.

我想要醬料放在旁邊。

Ehliyetin yanında mı?

你带驾照了吗?

O onun yanında.

他在她的旁邊。

Bill denizin yanında yaşıyor.

比爾住在大海附近。

Marangoz, aletlerini yanında getirdi.

木匠带著他的工具。

Ben onun yanında oturdum.

我坐在他旁边。

Köpek kasenin yanında oturuyor.

狗坐在碗旁边。

Cep telefonun yanında mı?

- 现在你带着手机吗?
- 你现在带着手机吗?

Tom, Mary'nin yanında yaşardı.

汤姆以前跟玛丽住得近。

Yanında bozuk para var mı?

你身上有零錢嗎?

Ne olursa olsun yanında olacağım.

不论发生什么事,我都会在你身边。

Yağmurun yanında şiddetli rüzgarları yaşadık.

除了雨之外,我们体验了强风。

Evimin yanında bir kilise var.

我家附近有一座教堂。

Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.

意外是在他家附近發生的。

Ateşin yanında ıslak elbiselerini kuruttu.

他在火旁烘干他的湿衣服。

Evimin yanında bir okul vardır.

我家附近有一所學校。

Yanında bir şemsiye getirdin mi?

你有帶雨傘嗎?

Evimin yanında birkaç dükkân var.

我家旁边有几家商店。

Yanında çok para var mı?

你身上有很多钱吗?

Çelik yapının yanında papatyalar var.

在钢铁大厦的旁边有许多的雏菊。

Yanında hiç paran var mı?

你身上有錢嗎?

Pencerenin yanında bir masa istiyorum.

我要一張靠窗的桌子。

Evimin yanında bir park vardır.

我家附近有一個公園。

Elçilik, yargıtayın yanında yer almaktadır.

大使馆就在最高法院旁边。

Bankanın yanında eski bir arkadaşa rastladım.

我在银行附近碰见老朋友。

O, kapının yanında bir köpek gördü.

他在門附近看到了一隻狗。

Jessie arabanın yanında yavaş yavaş gezindi.

傑西推著手推車散步。

Pencerenin yanında bir koltuk istiyorum, lütfen.

請給我靠窗口的位子。

Ne olursa olsun, hep yanında olacağım.

不管发生什么,我都会在你身边的。

Pencerenin yanında duran kızı tanıyor musun?

你知道站在窗邊的女孩是誰嗎?

Evimin yanında güzel bir park var.

我家附近有个漂亮的公园。

O, erkek kardeşinin yanında genç görünüyordu.

他在他弟弟旁边显得很年轻。

Oyuncu olmasının yanında o ünlü bir ressamdı.

她不但是一个演员,她还曾是一个著名的画家。

O, eşi ateşin yanında pişirirken, oturup okudu.

他妻子在灶旁做饭,而他在坐着读书。

Çin'in yanında, İsviçre terk edilmiş bir köydür.

在中国的旁边,瑞士像一个荒废的乡村似的。

O, her zaman onun yanında yer alır.

- 他總是跟她站在同一邊。
- 他總是支持她。

Bu göletin yanında oynamak çocuklar için tehlikelidir.

小孩在這個水池旁邊玩會很容易發生意外的。

- Ehliyetin yanında mı?
- Sürücü belgen var mı?

你有駕駛執照嗎?

Piyanonun yanında başka herhangi bir enstrüman çalıyor musun?

除了钢琴以外,还会玩什么乐器吗?

Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.

汤姆在湖边小屋里过了一晚上。

- Yanınızda bir kaleminiz var mı?
- Yanında kalemin var mı?

你身上有铅笔吗?

- Eğer ıssız bir adada karaya otursaydın, okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?
- Issız bir adaya düşseydin okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?

如果你被困在一個荒島上, 你會想要隨身帶著哪些書來看?

- Gerçek dost kara günde belli olur.
- İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.

- 患難見真情。
- 在你有需要的時候,會幫你的朋友才是真正的朋友。
- 不能共患難的人, 不是真正的朋友

Mum ışığı yanında akşam yemeği hazırlama yerine o, eBay'da açık artırma için erkek arkadaşını satışa sundu.

她没有准备烛光晚餐,而是把她的男友放到Ebay上拍卖。