Translation of "öğle" in Chinese

0.009 sec.

Examples of using "öğle" in a sentence and their chinese translations:

- Öğle yemeği yiyoruz.
- Biz öğle yemeği yiyoruz.

我們在吃午餐。

Öğle yemeğini bitirdik.

我们吃完了午餐。

Onlar öğle yemeğinde.

他们在吃午饭。

Öğle yemeği hazır.

午餐送到了。

Tam öğle saati.

现在才中午。

Öğle yemeği yiyorum.

我在吃午餐。

- Az önce öğle yemeği yedim.
- Sadece öğle yemeği yedim.

我剛吃過午飯。

Zil öğle saatinde çalar.

正午時分鐘聲響起。

Tom öğle yemeğini atladı.

汤姆没吃午饭。

Bugün öğle yemeğini getirdi.

他今天带了午饭。

Öğle yemeği yemiş miydin?

你吃過午飯了嗎?

Öğle yemeği yeme zamanı.

午餐時間到了。

Zaten öğle yemeği yedim.

我已經吃過午餐了。

Bugün öğle yemeği yemedim.

我今天沒吃午餐。

Öğle yemeğinde ne yedin?

- 你午饭吃的什么?
- 你们午饭吃了什么?

Neredeyse öğle yemeğimi unuttum.

我快把我的午饭忘了。

Öğle yemeğini bitirdin mi?

你吃完你的午飯了嗎?

Henüz öğle yemeği yemedim.

我现在还没有吃过午饭。

Öğle yemeği yedin mi?

你吃過午飯了嗎?

Öğle yemeğini nerede yiyeceksin?

你要去哪裡吃午飯?

Tom öğle yemeği yemedi.

汤姆没吃午饭。

- Daha önce öğle yemeği yedim.
- Ben zaten öğle yemeği yedim.

我已經吃過午餐了。

Öğle yemeğini yemeği bitirdin mi?

吃午饭了吗?

Öğle yemeğini az önce bitirdim.

- 我剛吃完了午飯。
- 我剛剛吃完了午飯。

Herkes kendi öğle yemeğini getirmeli.

每個人都應該帶自己的午餐。

Öğle yemeği yedikten sonra gitti.

他吃过午餐就出去了。

Şimdi öğle yemeği yemek istemiyorum.

我现在不想吃午饭。

Tom henüz öğle yemeğini bitirmedi.

湯姆還沒吃完他的晚飯。

Az önce öğle yemeğini yedim.

我剛吃過午飯。

Bir öğle yemeği yemeli miyiz?

我們該吃午飯了吧?

Bugün nerede öğle yemeği yiyeceksin?

你今天將在哪裡吃午餐?

Öğle yemeği yakında hazır olacak.

午飯很快就會準備好了。

Telefon çaldığında öğle yemeği yiyordum.

電話響起時我正在吃午飯。

Annem bize öğle yemeği hazırladı.

母親為我們準備了午餐。

Öğle yemeğinde genellikle ne yersin?

你一般中午饭吃什么?

O şimdi öğle yemeği yiyor.

她现在正在吃午餐。

Bugün onunla öğle yemeği yedim.

我今天跟他吃午饭。

Ben sadece öğle yemeğini bitirdim.

- 我剛吃完了午飯。
- 我剛剛吃完了午飯。

Tom öğle yemeği sipariş etti.

汤姆订购了午饭。

Niçin birlikte öğle yemeği yemiyoruz?

為什麼我們不一起吃午飯呢?

Ben çabucak öğle yemeği yedim.

我迅速地吃了午飯。

Öğle yemeği taşımana gerek yok.

你不需要隨身帶著午餐。

Az önce öğle yemeği yedim.

我剛吃過午飯。

Acele ile öğle yemeği yedim.

我匆忙地吃了午飯。

Burada öğle yemeğimi yiyebilir miyim?

我能在這裡吃午飯嗎?

Öğle yemeği için ne istersin?

你想吃什麼?

Öğle yemeği yemeyi canı istemedi.

她不想吃午飯。

Bu senin öğle yemeğin mi?

这是你的午饭吗?

Öğle yemeği için teşekkür ederim.

謝謝你的午餐!

O öğle yemeğini bir kafeteryada yer.

他在自助餐廳吃午餐。

Onun canı öğle yemeği yemek istemiyordu.

她不想吃午飯。

Birlikte öğle yemeği yemek ister misiniz?

要一起吃午餐吗?

Benimle öğle yemeği yemek ister misin?

你想和我一起吃午餐嗎?

Bu otel öğle yemeği hizmeti vermez.

這家旅館不提供午餐。

Ben öğle yemeği yerken telefon çaldı.

當我正在吃午餐時, 電話響了。

Ben acele bir öğle yemeği yedim.

我匆忙的吃了午餐。

Öğle yemeğini yemeyi az önce bitirdim.

- 我剛吃完了午飯。
- 我剛剛吃完了午飯。

Onlar öğle yemeği için sandviç yedi.

他们午饭吃了三明治。

Burada bu odada öğle yemeği yiyebilirsin.

你可以在這房間吃午飯。

Onun canı öğle yemeği yemek istemedi.

她不想吃午飯。

Öğle yemeği yemeden önce ellerimi yıkarım.

我在吃午饭前洗手。

Okulda erken bir öğle yemeği yedik.

我們在學校有一個早午餐。

Öğle yemeğini dışarıda yemeğe ne dersin?

出去吃午飯怎樣?

Bugün öğle yemeği için ne yiyeceksin?

你今天午餐吃什么?

Tom'un canı öğle yemeği yemek istemiyordu.

汤姆不想吃午饭。

İki kişilik açık büfe öğle yemeği, lütfen.

兩人份自助午餐,謝謝。

Babam bana lezzetli bir öğle yemeği yaptı.

我父親為我做了一頓美味的午餐。

Seninle öğle yemeği yemek beni mutlu ederdi.

跟你一起吃午飯會讓我高興。

- Şimdi öğlen yemeği zamanı.
- Öğle yemeği zamanı.

午餐時間到了。

İki buçuk saat önce öğle yemeği yedim.

我在两个半小时以前就吃了午饭。

Mary öğle yemeği için beş dolar ödedi.

玛丽用5美元买了午饭。

Onlar saat on ikide öğle yemeği yer.

他們在12點吃晚飯。

Eğer erken başlarsak, öğle yemeğine kadar bitirebiliriz.

如果我們早點開始的話,就能在午飯時間之前完成。

Benimle öğle yemeği yemeyi kabul etmene şaşırdım.

我很訝異你願意和我一起吃午餐。

Şu an kız kardeşimle öğle yemeği yiyorum.

現在正和妹妹吃午飯中。

Biz saat ikide geç bir öğle yemeği yedik.

- 我們在兩點鐘吃了晚午餐。
- 我們在兩點鐘很晚才吃午餐。

Öğle yemeğini yedikten sonra, dışarı çıkmak için hazırlandı.

吃過午飯後,她準備好要出門了。

Annem bize öğle yemeği için peynirli sandviç yaptı.

媽媽為我們做了乳酪三明治當午餐。

Tom'un öğle yemeği yemek için yeterli zamanı yoktu.

湯姆沒時間吃午飯。

Benimle öğle yemeği yemek için zamanın var mı?

你有时间跟我吃午饭吗?

Yarın öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla birlikte dışarı çıkacağız.

明天我吃了午饭以后就跟朋友出去玩儿。

Tom öğle yemeği için sadece üç havuç yedi.

汤姆午餐只吃了三个胡萝卜。

Çok yorgun olduğum için öğle yemeği molası sırasında biraz uyudum.

我在午休时间睡了一会儿,因为我太累了。

Tom çok sık öğle yemeğinden sonra bir saat şekerleme alır.

汤姆很经常在午饭后小憩一小时。

Bugün öğle yemeği vakti, ailedeki bir cenaze nedeniyle alışıldık restoranımız kapalıydı.

今天午餐時間,我們常去的飯館關門了,因為他們家在辦喪事。

Öğle yemeğinden en az bir saat önce, Tom her zaman aç hisseder.

湯姆總是在離午餐至少還要一個小時之前就餓了。

İşçinin öğle on ikide gelmesi bekleniyordu fakat birkaç saattir bir trafik sıkışıklığında sıkıştı.

這個工人本來應該在中午十二點到達, 但他被交通堵塞困住了幾個小時。