Translation of "çalar" in Dutch

0.006 sec.

Examples of using "çalar" in a sentence and their dutch translations:

- Çalar saat ötüyor.
- Çalar saat çalıyor.

De wekker loopt af.

Mary piyano çalar.

Maria speelt piano.

O gitar çalar.

Ze speelt gitaar.

Miho piyano çalar.

Miho speelt piano.

O piyano çalar.

Zij speelt piano.

O, Bach çalar.

Ze speelt Bach.

Tom ksilofon çalar.

Tom speelt xylofoon.

Tom gitar çalar.

Tom speelt gitaar.

Mary eşya çalar.

Maria steelt.

Tom piyano çalar.

Tom speelt piano.

Tom saksafon çalar.

Tom speelt saxofoon.

Zil öğle saatinde çalar.

De bel gaat om 12.00 uur.

O iyi gitar çalar.

Hij speelt goed gitaar.

O, piyano çalar mı?

Speelt hij piano?

O piyano çalar mı?

Speelt hij piano?

Tom mızıkayı iyi çalar.

Tom kan goed harmonica spelen.

Bir mp3-çalar istiyorum.

Ik wil een mp3-speler.

Ablam gitarı iyi çalar.

Mijn oudere zus speelt goed gitaar.

Çalar saatlerden nefret ediyorum.

Ik haat wekkers.

Erkek kardeşim gitar çalar.

- Mijn broer speelt gitaar.
- Mijn broer bespeelt de gitaar.

Annem iyi piyano çalar.

Mijn moeder kan goed piano spelen.

Bu benim çalar saatim.

Dit is mijn wekker.

Piyano ve gitar çalar.

Ze speelt piano en gitaar.

Bu saat nadiren çalar.

Deze klok wordt zelden geluid.

Çalar saat satıyor musunuz?

Verkoopt u wekkers?

Yeni komşumuz keman çalar.

Onze nieuwe buurman speelt viool.

O CD çalar çalışmıyor.

Die cd-speler werkt niet.

Bu arada, keman çalar mısın?

Overigens, speelt gij viool?

O, her gün piyano çalar.

Ze speelt elke dag piano.

Ben bir MP3 çalar istiyorum!

Ik wil een mp3-speler.

O çok iyi piyano çalar.

Hij speelt erg goed piano.

O, sık sık gitar çalar.

Hij speelt vaak gitaar.

O her gün piyano çalar.

Ze speelt elke dag piano.

Benden daha iyi piyano çalar.

Hij kan beter pianospelen dan ik.

Tom çok iyi piyano çalar.

Tom speelt heel goed piano.

Çalar saat on dakika ileri.

De wekker loopt tien minuten voor.

Bir çalar saatin var mı?

- Heb je een wekker?
- Heeft u een wekker?
- Hebben jullie een wekker?

O çok iyi şekilde piyano çalar.

- Zij speelt zeer goed piano.
- Zij kan heel goed piano spelen.

İlk aldığı şey bir çalar saatti.

Het eerste ding dat hij kocht was een wekker.

Kız kardeşim her gün piyano çalar.

Mijn zuster speelt elke dag piano.

Tom vibrafonu son derece iyi çalar.

Tom speelt de vibrafoon bijzonder goed.

Sonunda memurlar gelir ve evlerin kapılarını çalar,

Kort daarna komen officieren langs

Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.

De wekker wekt me om zeven uur.

Benim çalar saatim çok gürültülü ses çıkarıyor.

Mijn wekker tikt veel te luid.

Dün çalar saat çalmadı ve Kurt uyanmadı.

Gisteren is de wekker niet afgelopen en Kurt is niet wakker geworden.

O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.

Hij gaat nooit op reis zonder een wekker mee te nemen.

- Bu sabah alarmlı saatim çalmadı.
- Bu sabah çalar saatim çalmadı.

Mijn wekker ging vanmorgen niet af.

- Ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne.
- Hep aynı davulu çalar.

Hij slaat altijd op hetzelfde aambeeld.