Translation of "Yaptığım" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Yaptığım" in a sentence and their arabic translations:

Yaptığım yanlıştı.

ما فعلته أنا كان خاطئاً.

''Yaptığım şeyde iyiydim yaptığım şeyden zevk alıyordum

"لقد أجدتُ ما فعلت، استمتعت بما فعلت،

Yaptığım en çarpıcı şeydi,

وكان أكبر إنجازاتي

Yaptığım bir "doğaçlama sihir" örneği.

حيث سأقوم بالسحر بأي شيء يسميه الجمهور.

Ne yaptığım arasındaki farkı özdeşleştirdiğimde

وما نفعله من تصرفات متوائمة مع قيمنا،

CEO ve kıdemli yöneticilerle yaptığım

لذلك قضيت الكثير من الوقت في محادثات عميقة

Yaptığım şeylerde asla pişmanlık duymadım.

لم أندم أبدا على أي شيء فعلته.

YouTube'da bunu yaptığım bir videom var

هناك فيديو لي وأنا أقوم بالخدعة على اليوتيوب،

Ve tek yaptığım Freda'nın özgüvenini arttırmaktı.

والذي قمت به هو أنني زدت من ثقة فريدا.

Kızgınken her zaman yaptığım şeyi yaptım.

لذا فعلت ما أفعله عادةً عندما أكون غاضبة:

Tıpkı lisedeyken birkaç hafta yaptığım gibi.

مثلما فعلت خلال هذين الأسبوعين في الثانوية.

Yaptığım her şeyi Tom için yaptım.

كلّ ما فعلتُ كان لِتوم.

Yaptığım hakkında kendimden çok utanç duyuyorum.

أنا خجل جدا مما فعلت.

Keşke amcamla da, Billy ile yaptığım gibi

تمنيت لو أنني تحدثت مع عمي

Pee-Wee Herman için yaptığım merdivenleri hatırlattı.

يذكرني الأمر بالسلالم التي صممتها لعرض بي وي هيرمان.

O zamanlar tek yaptığım şey onu düşünmekti.

‫كل ما استطعت فعله حينذاك هو التفكير فيها.‬

Bu şimdiye kadar yaptığım en kötü şey.

هذأ أسوأ شيء أرتكبتُه.

Fakat durum şu ki yaptığım işin sevdiğim kısmı,

ولكن الأمر هنا، جزئي المفضل مما أقوم به

Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.

‫كل ما أفعله هو أنني أقوم بتجديل‬ ‫كل هذه الأغصان.‬

Veya yaptığım korkunç bir şeyin kanıtı olduğuna eminler.

أو دليل على أني قد فعلت شيئاً فظيعاً.

Tom'u benim yaptığım aynı hataları yapmaktan durdurmaya çalışıyorum.

أحاول منع توم من الوقوع في نفس الأخطاء التي وقعت فيها.

Salondaki adrenalin seviyesini arttırmak için tek yaptığım burayı çekmek.

ولكن لرفع مستوى الادرينالين في المكان، كل ما أفعله هو أن أسحب هنا.

çünkü tek yaptığım küçümseyici şekilde kalemi topun üstünde sallamak

لأن كل ما أٌوم به هو تحريك القلم بشكل مبتذل

Ve yurt odamdan yaptığım işi çöküşte kapatmak zorunda kalmıştım

كان لدي عمل في غرفة المسكن واضطررت لإغلاقه في فترة الكساد،

Laptopumu açtım ve sınıfımda yaptığım bir şey için oluşturduğum

ففتحت حاسوبي المحمول وعرضت عليه كتابًا

İlk yaptığım iş eski 55 çalışandan dördünü işe almak oldu.

كان أول ما فعلته هو أن عينت أربعة أشخاص من الخمسة وخمسين شخصًا الأصليين.

Benim 2006'da yaptığım gibi, insanlardan gelen iyi niyetli destekler,

هو الدعم بالنية الحسنة من أشخاص مثلي في 2006