Translation of "Sizinle" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Sizinle" in a sentence and their arabic translations:

sizinle paylaşayım.

بعض ذكريات طفولتي

Sizinle paylaşacağım.

وسأشاركها معكم.

Eğer sizinle anlaşamadıysam,

لو اختلفت أنا وأنت،

sizinle paylaşmaktan gurur duyuyorum.

وقد فزنا بأكثر من 20 جائزة للعمل الذي قمنا به.

Sonsuza kadar sizinle olacağım.

سأبقى معك إلى الأبد.

Ben sizinle birlikte çalışabilirmiyim?

أيمكنني أن أركض معك؟

Herkes sizinle aynı fikirde.

- الجميع يتفق معك.
- الكل يوافقك الرأي.

- Sizinle geleceğim.
- Seninle gelebilirim.

سأذهب معك.

Tamamen sizinle aynı düşüncedeyim.

أوافقك الرأي تماما.

O sizinle gitmeye isteklidir.

هو متشوق للذهاب معك.

Sizinle tanışmaktan onur duydum.

إنه لشرف لي أن ألتقي بك .

Bu masayı sizinle paylaşabilir miyim?

أتسمح لي أن أشاركك الجلوس على الطاولة؟

Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.

إنني سعيد بلقائك.

- Sana katılmıyorum.
- Sizinle aynı fikirde değilim.
- Size katılmıyorum.
- Sizinle aynı görüşte değilim.

- لا أوافقك الرأي.
- لا اتفق معك.

Bu akşamı sizinle paylaşmak bir zevkti.

لقد كان من الشرف لي مشاركتكم كل شيء.

Bugün, sizinle sadece üç strateji paylaşacağım.

اليوم سوف أتشارك معكم ثلاث استراتيجيات.

Sizinle burada bir hikâye paylaşmak istiyorum.

حسنًا، اود أن أشارك قصةً معكم.

Ayrıca sizinle beş farklı proje paylaşacağım;

وأود مشاركتكم خمسة مشاريع

Tom sizinle özel olarak konuşmak istiyor.

توم يريد محادثتك على انفراد.

- Daha önce tanıştık mı?
- Sizinle daha önce tanıştık mı?
- Sizinle daha önce tanışmış mıydık?

هل تقابلنا من قبل؟

Ve sordum "Sizinle çalışmak için ne yapmalıyım?"

وسألتهم، "ما الذي علي القيام به لأحصل على عمل لديكم؟"

Affedersiniz, sizinle kısa bir süre konuşmak istiyorum.

أود التحدث معك للحظة لو سمحت.

Itoh adlı bir kişi sizinle görüşmek istiyor.

شخص اسمه ايتوه يريد مقابلتك.

- Seni ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sizinle bir ilgisi yok.

ليس ذلك من شأنك.

Düşünme şeklimizi değiştiren yeni bir örneği sizinle paylaşayım.

دعوني أريكم مثالًا حديثًا عما غيّر طريقة تفكيرنا.

Hadi hayal edelim ya da ben sizinle sözlü olarak paylaşayım

لنحاول فقط أن نتخيّل أو بإمكاني أن أشارككم به شفوياً

Zaten yemiş olmasaydım, öğlen yemeğini sizinle beraber yemeyi çok isterdim.

لو لم يسبق لي أن آكل، لكنت أحببت التغدي معك.

Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.

‫المشكلة هي أنه بمجرد ‬ ‫أن يقل الأكسجين الذي تحصل عليه‬ ‫يبدأ عقلك في خداعك.‬

- Ben sizinle birlikte gitmek istiyorum.
- Seninle beraber gitmek istiyorum.
- Ben seninle gitmek istiyorum.

أريد الذهاب معك.

- Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Size Mayuko'yu tanıtmama izin verin.
- Mayuko'yu sizinle tanıştırmama izin verin.

اِسمح لي أن أعرّفك بمايوكو.

- Seni ilgilendirmez.
- Sizi ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sana ne.

ليس ذلك من شأنك.