Translation of "Hâline" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Hâline" in a sentence and their arabic translations:

Okullarımızı sıcak yuvalar hâline getirebiliriz.

وحيث يشعرون بالأمان ويحظون بالاهتمام والتقدير.

Bir nevi takıntı hâline gelmişti.

‫أعني، أصبح الأمر هوسًا نوعًا ما.‬

Adeta kutsal aşkın nişanı hâline geldi.

وفد أصبح شعاراً للحب الرهباني.

Gözümü ayırmak istemiyorum, sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

‫لا أريد أن أشيح ببصري عن هذه الأفعى.‬ ‫يمكنك أن ترى أنها تتلوى‬

Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

‫لا أريد أن أشيح ببصري عن هذه الأفعى.‬ ‫يمكنك أن ترى أنها تتلوى‬

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri

‫عندما تُرجع رأسها للخلف هكذا وتتلوى،‬

Sarmal hâline gelip kafalarını böyle geriye çekmeleri

‫عندما تُرجع رأسها للخلف هكذا وتتلوى،‬

19. yüzyılın büyük ticari çeşitliliği hâline geliyor.

لأن مذاقها مميز جداً.

Ama bunu bir meslek hâline getirmek istemedim.

و لكن لم أُرد أن تصبح هذه وظيفتي.

Bunlar istatistiksel veya siyasi reklam aracı hâline geldiğinde

عندما يأتي ذلك على شكل إحصائيات أو إعلان سياسي مباغت،

Ve bu benim gibi doktorların konusu hâline geliyor,

وأصبح مجالاً مرتبطاً أكثر بالأطباء مثلي،

En bolluk içinde yüzen sularından biri hâline getiriyor.

‫التي تغذي بعض أزحم المياه على الكوكب.‬

Artık masumiyetlerini muhafaza etmelerine izin veren koruyucular hâline gelirler.

فيصبحون الحامي، السماح لهم الاحتفاظ ببراءتهم.

Ve sadece etrafında olarak bile onun taşıyıcısı hâline geliriz.

ونحن نصبح حاملين لها بالتواجد حولها.

Yani dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek demek.

لذا يعني أن تجعل العالم مكان أفضل.

Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.

‫كبير ومفتول العضلات وذو لون برتقالي متقد،‬ ‫إنسان الغابة الأسيوي المميز.‬

Bu muhtemelen akıllıca. Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

‫ربما يكون هذا اختياراً ذكياً‬ ‫لا أريد أن أشيح ببصري عن هذه الأفعى.‬ ‫يمكنك أن ترى أنها تتلوى‬

Öyle ki bu adeta kişisel ve profesyonel kimliğim hâline geldi,

إلى الحد حيثما إنه جزء هويتي الشخصية والمهنية

Ama hangisinin peşinden koşmalı, denemeli ve bir meslek hâline getirmeliydim?

ولكن أي منها يجب أن أتابع وأتخذه بمثابة وظيفة لي؟

Ve dünyayı daha iyi bir yer hâline getirecek bir şey.

وجعل العالم مكان أفضل.

Dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek için ne yapabileceğimize odaklanmalıyız.

على الأشياء التي نساعد بها الناس وجعل العالم مكانًا أفضل.

Yüksek bir topluluk hâline getirir ya da sefalete ve esarete terk ettirir.''

مستقلة، سائدة، أو يخلّفها في البؤس والأسر."

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

‫مستفيدةً من تحديات الشتاء،‬ ‫صارت بها سيدة‬ ‫هذه الليالي الشمالية الطويلة.‬

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri, saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

‫عندما تُرجع رأسها للخلف هكذا وتتلوى،‬ ‫فهذا يعني أنه أصبح لديها القوة ‬ ‫للانقضاض للأمام واللدغ.‬