Translation of "Annesinin" in Arabic

Fadıl annesinin evinde saklandı.

كان سامي مختبئا في منزل أمّه.

Sami annesinin gözünün elmasıydı.

كان سامي قرّة عين أمّه.

Eğitimin, onun ve annesinin geleceğini

كان علي أن أفهمها

Bize annesinin bir resmini gösterdi.

هو عرضنا صورةً أمه.

Çocuk annesinin çantasından para çaldı.

سرق الولد فلوسا من محفطة والدتها.

annesinin en sevdiği yemeği yaptığını anlatır.

وكيف تطبخ لها أمها أكلها المفضل.

Ve bebek pembeleşti annesinin kucağında ısındı

أصبحت زهرية اللون وتتدفأ على صدر والدتها،

O çocuk annesinin kollarında güvenli hissetti.

أحس الطفل بالأمان بين ذراعي أمه.

- Annesinin onu sigara içerken yakaladığı günü hâlâ unutamaz.
- Annesinin onu sigara içerken yakaladığı günü hâlâ hatırlar.

ما يزال يذكر اليوم الذي اكتشفت فيه أمه أنه يدخن.

Tom sık sık annesinin aşçılığı hakkında şikayet ediyor.

- غالبا ما يشكو توم من طهو أمه
- غالبا ما يتذمر توم من طهو أمه

Mahalle'de Fadıl'ın annesinin bir fahişe olduğu iyi biliniyordu.

كان أمرا معروفا في الحيّ أنّ أمّ فاضل كانت عاهرة.

O her sabah annesinin mutfakta kahvaltı hazırlamasına yardım eder.

تساعد أمها كل صباح في المطبخ لإعداد الفطور.

Tom ben ona merhaba dediğim zaman annesinin arkasına saklandı.

اختبأ توم وراء أمّه عندما قلت له "أهلا".

Sonra babasının adı Ali Rıza Bey, annesinin adı Zübeyde Hanım.

ثم اسم والده السيد علي رضا اسم والدته السيدة زبيدة.

- Mary annesinin haberi olmadan kek yaptı.
- Mary annesinden habersiz kek yaptı.

ماري أعدت كعكة دون علم أمها.

O, beş yabancı dil konuşur ama o küfretmek istediğinde annesinin dilinde konuşur.

هو يتكلم خمس لغات اجنبية , لكن اذا اراد ان يشتم يتحدث بلغته الام