Translation of "ülkedeki" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "ülkedeki" in a sentence and their arabic translations:

ülkedeki en büyük şehirdeydim.

كنت في أكبر مدينة بالبلاد،

Bu ülkedeki en popüler spordu.

كانت تلك أكثر الرياضات شعبية في ذلك البلد.

Bütün ülkedeki madde kulanım tedavi programları

وغاضبةٌ لأن برامج إعادة تأهيل الإدمان

Bir ülkedeki bütün veri topluluğu yapısını;

لأنها تحدد الهيكل الكامل لتجميع البيانات في الدولة،

Onu ekilebilir alanlara dönüştürmek, hatta ülkedeki

الامطار فيها لتحولها الى اراضٍ صالحةٍ للزراعة او حتى تعديل

Mezgit avcılığı ülkedeki en büyük balık avcılığıdır,

ومصائد البلوق من أكبر المصائد في البلاد،

Çin'deki bir akademik çalışma ülkedeki 318 salgını araştırdı.

بحثت دراسة صينية في ٣١٨ حادثًا لانتشار كوفيد-١٩ في البلاد،

Ayrıca ülkedeki cinayet oranı, dünyanın en tehlikeli şehirlerini bile geride bıraktı.

معدل الجريمة تجاوز الدول الأكثر خطورة في العالم

Aldı ve eğer Avril Hines'in yerinde olsaydım , ülkedeki en yüksek istihbarat pozisyonu için

للاعمال الاستخباراتية وانت لو كنت مكان افريل هاينز ما هو اول