Translation of "Visitarme" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Visitarme" in a sentence and their turkish translations:

Puedes visitarme mañana.

Beni yarın ziyaret edebilirsin.

Vino a visitarme.

Beni ziyaret etti.

Podrás visitarme mañana.

Beni yarın ziyaret edebilirsin.

Ven a visitarme.

Beni ziyarete gel.

Ella solía visitarme regularmente.

- O, beni düzenli olarak ziyaret ederdi.
- O düzenli olarak beni ziyaret ederdi.

¿Vas a venir a visitarme?

Beni ziyarete gelecek misiniz?

Ese día vino a visitarme.

O gün beni ziyarete geldi.

- Tom puede venir y visitarme cuando quiera.
- Tom puede visitarme cuando le plazca.

Tom istediği zaman beni ziyaret etmeye gelebilir.

Mañana vendrá un amigo a visitarme.

Yarın bir arkadaş uğrayacak.

¿Cuándo vas a venir a visitarme?

Beni görmeye ne zaman geliyorsun?

- Ven a visitarme mañana.
- Ven a verme mañana.

Yarın beni görmeye gelin.

Cuando estuve enfermo ella no vino a visitarme.

Ben hastayken o beni ziyaret etmeye gelmedi.

¿Alguien ha venido a visitarme cuando no estaba?

Ben yokken birisi beni ziyaret etti mi?

Ven a visitarme cuando tengas tiempo, por favor.

Lütfen zamanın olduğunda beni görmeye gel.

- Por favor visitame mañana.
- Por favor visítame mañana.
- Por favor vení a visitarme mañana.
- Por favor ven a visitarme mañana.
- Por favor venga a visitarme mañana.
- Por favor visíteme mañana.

Lütfen yarın beni ziyaret et.

Acababa de terminar los deberes cuando vino a visitarme.

O beni ziyaret ettiği zaman ödevimi yeni bitirmiştim.

Ahora que tienes un coche, deberías visitarme más a menudo.

Mademki bir araban var, beni daha sık ziyaret etmeye gelmelisin.

Si él hubiera sabido que yo estaba en Tokio, habría venido a visitarme.

Tokyo'da olduğumu bilseydi, beni ziyaret etmeye gelirdi.

- Gracias por venir a visitarme.
- Gracias por pegarte el viaje para venir a verme.

Beni uğurlamak için bütün yolu geldiğin için teşekkür ederim.

Puedes venir a visitarme, siempre y cuando me prometas que te vas a portar bien.

Sen ancak iyi davranmaya söz verirsen, beni ziyaret etmek için gelebilirsin.

Voy a estar por aquí mañana en la tarde, así que por favor pasa a visitarme.

Yarın öğleden sonra buralarda olacağım, bu yüzden lütfen uğra.

- Si alguna vez estás en Japón, ven a verme.
- Si alguna vez te encuentras en Japón, pasa a visitarme.

Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel.