Examples of using "Trajeron" in a sentence and their turkish translations:
Onlar onlarınkini getirdi.
Biz pembe ısmarladık fakat mavi aldık.
Onlar bize bir sepet meyve getirdiler.
Hacılar uzak ülkelerden hediyeler getirdiler.
Onlar Tom'u bir sedyenin üstünde içeri getirdiler.
buna karşı Ruslar, Mir Uzay İstasyonu'nu geliştirmişlerdi.
Bir saç kurutma makinesi getirdin mi?
Onlar büyükannelerinin evini yenilediler ve modern mobilyalar getirdiler.
birkaç dakika önce Times Meydanı'ndan buraya geldiğinizdeki bedenler değiller.
Ve Ay'dan gelirken 380 kilogram ay taşı getirdiler
kendinden daha eski olan önemli yerlerden önemli taşlar getirtildi
Bazı çocuklar fıstık ezmeli sandviç getirdiler, bazıları jambonlu ve diğerleri peynirli.