Examples of using "Tocaba" in a sentence and their turkish translations:
O, gitar çaldı ve o piyano çaldı.
Tom flüt çaldı.
O, güzelce piyano çaldı.
O, piyanoyu notasız çalardı.
Dokundu, hissetti, tadına baktı.
Piyanoyu coşkuyla çaldı.
O zaman piyano çalıyordu.
Piyano çaldı ve şarkı söyledi.
Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.
Tom da flüt çaldığını söyledi.
Lucy genellikle akşam yemeğinden sonra piyano çalardı.
John gitar çaldı ve arkadaşları şarkı söyledi.
Piyano çalıyordu.
Trombon çalardım.
Ben lisedeyken flüt çaldım.
Bu gitar onu çaldığımda hiç bu kadar iyi ses çıkarmadı.
Diğer gün gerçekten iyi çalan bir kemancı dinledim.
Genç bir kadın çeşmenin önünde şarkı söyleyip gitar çalıyordu.
Pavlov köpeklerini her ne zaman beslese zil çaldı.
O zaman piyano çalıyordu.
John gitar çaldı ve arkadaşları seslendirdi.
Mary piyango kazandığına dair bir rüya gördü.
Odada bir piyano vardı ama hiç kimse onu çalmıyordu.