Examples of using "Sufre" in a sentence and their turkish translations:
O, kapalı yerde kalma korkusundan muzdarip.
ve diyorlardı ki biri acı çekerse öteki de çeker
- Mevsimsel alerjilere maruz kalıyor musunuz?
- Mevsimsel alerji yaşıyor musunuz?
Tom beyin hasarlı.
Tom erektil disfonksiyondan muzdarip.
O kronik bir hastalıktan muzdarip.
Bir solunum hastalığından muzdarip.
O diş ağrısı çekiyor.
Tom şiddetli karın ağrısı çekiyor.
Şu anda bi sürü kişi acı çekerken
ve sonuçlarıyla yaşayan insanların hikayeleri.
Tom sık sık baş ağrısı çeker.
Annem sık sık baş ağrısı çeker.
Tom'un yarık bir dudağı var.
Zengin ülkelerde, çok az sayıda insan açlıktan ölüyor.
Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.
Fakat karmaşa dolu yıllar sonrası Macar ordusu çok sayıda malzeme ve insan kaybı yaşadı
İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.