Translation of "Raza" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Raza" in a sentence and their turkish translations:

Nuestro género, raza, sexualidad, discapacidad

Cinsiyetimiz, ırkımız, cinselliğimiz, yetersizliklerimiz

Inventaron el concepto de raza

insanlar tarafından kendilerine ve bizlere

En casa hablabamos sobre la raza.

Evimizde ırk hakkında konuşuluyordu.

--lo que consideramos cuestiones de raza--

düşündüğümüz şeyleri haber yaptıkları zaman

Tu género, tu raza, tu etnicidad,

Cinsiyetiniz, ırkınız, kökeniniz

Primero, la raza es un invento reciente.

Öncelikle, ırk yakın tarihli bir icat.

Pero así me expresaba sobre la raza,

Ama ne yapayım, ırk konusunda konuşma tarzım buydu.

¿Cuál es tu raza de perro favorita?

Favori köpek ırkın nedir?

- El dinero es el dios de la raza humana.
- Dinero es el dios de la raza humana.

Para, insanoğlunun tanrısıdır.

Uno, la raza no es un asunto biológico.

Birincisi, ırk biyolojik bir şey değil,

Los gatos de esa raza no tienen cola.

O cins kedilerin kuyruğu yok.

El sospechoso es un varón de raza negra.

Şüpheli siyah bir erkek.

Esta raza de perro tiene marcas muy especiales.

Bu köpek ırkının çok özel işaretleri var.

Y cuando mostraban programas sobre raza en la televisión,

Irk hakkında programlar televizyonda çıktığı zaman

El dinero es el dios de la raza humana.

Para, insanoğlunun tanrısıdır.

No importa el estado socioeconómico que tengan, ni su raza,

Sosyoekonomik düzeyiniz, ırkınız, çocuklarınızı ne kadar iyi yetiştirdiğiniz

Habitualmente entre individuos de una misma raza o grupo étnico.

genellikle aynı ırk ve etnik gruba ait kişiler arasında gerçekleşir.

Todas estas personas diferentes, conviviendo en armonía como una raza.

Tüm bu insanlar tek bir ırk gibi harmoni içinde birlikteler.

Enseño a estudiantes universitarios desigualdad y raza en la educación,

Üniversite'de eşitsizlik ve ırk hakkında eğitim veriyorum

Las bombas atómicas son un peligro para la raza humana.

Atom bombaları insan ırkı için bir tehlikedir.

Tuvo que preguntarle a un paciente su género, raza o etnia.

bir hastasına cinsiyet, ırk veya etnik kökenini sormak zorunda kalmamıştı.

Estoy consciente de que la diversidad es más que la raza

Artık şunun farkındayım; çeşitlilik, ırktan daha üstün

Mi raza, mi entorno y oportunidades me colocan en una élite privilegiada.

Irkım, arka planım ve fırsatlar beni ayrıcalıklı elitlerden biri yaptı.

El Gran Danés es una raza canina conocida por su gran tamaño.

Büyük Dane, dev boyutuyla bilinen evcil köpek cinsidir.

Rosa Parks se negó a dejar su asiento a un pasajero de raza blanca.

Rosa Parks, beyaz bir yolcuya koltuğunu bırakmayı reddetti.

El mayor defecto de la raza humana es nuestra incapacidad para entender la función exponencial.

İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir.