Translation of "Prepara" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Prepara" in a sentence and their turkish translations:

Prepara café.

- Kahve hazırlıyorum.
- Kahve hazırla.

El restaurante no prepara almuerzos.

Restoran öğle yemeği yapmaz.

Tom prepara un delicioso café.

Tom lezzetli kahve yapar.

Mi madre prepara el desayuno.

Annem kahvaltı hazırlıyor.

¿Cómo se prepara una clase?

Ders nasıl hazırlanır?

¿Cómo se prepara esa sopa?

- O çorbayı nasıl hazırlıyorsun?
- O çorba nasıl hazırlanıyor?

Y le prepara su comida favorita.

annesinin en sevdiği yemeği yaptığını anlatır.

Mi madre me prepara la comida.

Benim yemeklerimi annem hazırlar.

- Él está haciendo galletas.
- Él prepara galletas.

O kurabiye yapıyor.

Si quieres la paz, prepara la guerra.

Barış istiyorsan, savaş için hazırlan.

Bob prepara el desayuno en la mañana.

Bob sabahleyin kahvaltı hazırlar.

Mientras prepara tres vasitos y saca una botella

üç shot bardağı ve bir şişe çıkardığında

El cocinero prepara platos diferentes todos los días.

Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.

Ese restaurante prepara dos mil servicios cada día.

O restoran her gün iki bin yemek hazırlar.

En ocasiones él prepara la cena para nosotros.

Bazen bizim için akşam yemeği yapar.

El que llega primero a casa prepara la cena.

Eve ilk varan akşam yemeğini pişirmeye başlar.

Mi mujer prepara comidas muy buenas en esta cocina.

Karım bu mutfakta çok iyi yemekler hazırlar.

Si un hombre se prepara para una reunión de negocios

Bir erkek iş görüşmesine gideceği zaman

- Tomás prepara muy buenas hamburguesas.
- Tomás hace muy buenas hamburguesas.

Tom harika burgerler yapar.

Ella prepara exquisitos platos en un abrir y cerrar de ojos.

O göz açıp kapayıncaya kadar mükemmel yemekler yapar.

Tom piensa que la comida que Mary prepara es demasiado picante.

Tom Mary'nin yaptığı yemeklerin genellikle çok baharatlı olduğunu düşünüyor.

Mi madre a menudo nos prepara buñuelos para desayunar porque nos encantan.

Annem biz onları sevdiğimizden dolayı kahvaltı için bize tatlı çörek hazırlar.

Hay el mismo problema en todo el mundo. El pequeño virus invisible prepara nuestro fin.

Tüm Dünya'da aynı sorun var. Gözle görünmeyen küçücük virüs sonumuzu hazırlıyor.

- ¡Scott! Haz completos para el almuerzo, por favor.
- ¡Scott! Por favor, prepara perritos calientes para comer.

Scott! Lütfen öğlen yemeği için sosisli sandviç yap.

Al tanto de que los ejércitos de Mehmed están luchando en Anatolia, Vlad se prepara para incursionar en el territorio otomano.

Mehmed'in ordularının Anadolu'da savaş halinde olduğunu farkeden Vlad Osmanlı topraklarına yağmaya soyunur