Examples of using "Pantalones" in a sentence and their turkish translations:
Pantolonumu giydim.
Pantolonunu çıkar.
Sen benim pantolonumu ne yaptın?
Benim pantolon ıslak.
O benim pantolonum.
O, kırmızı pantolon giydi.
Pantolonunun fermuarını açtı.
Pantolonun kirli.
Pantolonunu yırttın.
Bu pantolon ne kadar?
Bunlar benim pantolonum.
Bu pantolon kirli.
Franco'nun mavi bir kot pantolonu var.
O, temiz pantolon giydi.
Pantolonum çok kısadır.
O, asla pantolon giymez.
Pantolonunu nerede çıkardın?
O kırmızı pantolon giymişti.
Bu pantolonlar çok büyük.
Bir çift kadife kumaş olabilir.
Bu pantolon bana iyi oldu.
İki pantolon satın aldım.
Oh, beyaz pantolonum! Ve onlar yeniydi.
Tom deri şort giyiyor.
Soluk pantolonlar hâlâ modadır.
Tom dar pantolon giymeyi sever.
"Bu pantolon kimin?" "Ken'in"
O gömlek pantolonla gitmiyor.
Hiçbir şeye ihtiyacım yok. Sadece yeni bir pantolon.
Bu pantolonlar, dayanıklı kumaştan imal edildi.
- O evde onun borusu öter.
- O evde onun sözü geçer.
Ben kilo aldım ve bu pantolon oldukça dar.
Pantolonunun fermuarını açtı.
Mavi pantolonun, yeşilden daha fazla maliyeti var.
Bu iki pantolon farklı malzemelerden yapılmaktadır.
Sanırım kendime sıçacağım.
Bu pantolon belde biraz çok dar.
Sarı pantolonlu bayan gerçekten çok hoştu.
- Bu siyah pantolonlar ve bu kırmızı gömlekler ne kadar?
- Bu siyah pantolonların ve bu kırmızı gömleklerin fiyatı ne kadar?
Bu pantolonu iade etmek istiyorum çünkü pantolon bana büyük geldi.
Sabırlı ol be.
Kemer pantolonunun düşmesini önler.
Pantolonum çok bol, çünkü çok kilo verdim.
Neden bu ceketi üzerinde denemiyorsun? Pantolonunla birlikte güzel görünüyor.
Ailenizde kim pantolon giyer?
Onu son gördüğümde, o mavi bir gömlek ve beyaz pantolon giyiyordu.
Marian siyah deri ceket, mor eşarp ve mor pantolon giyiyor. Kıyafeti onun üzerinde harika görünüyor.