Examples of using "Llevaré" in a sentence and their turkish translations:
Bunu eve götürüyorum.
Onu kendim teslim edeceğim.
Ben sizi oraya götüreceğim.
Seni yanımda götüreceğim.
Seni eve götüreceğim.
Seni yüzmeye götüreceğim.
Seni Tom'a götüreceğim.
Ben seni hastaneye götüreceğim.
Ben bu gülleri alacağım.
Bir dahaki sefere çizme giyeceğim!
Onu Tom'a götüreceğim.
Tom'u eve götüreceğim.
Şunu alacağım.
Ben güneş gözlüğü takacağım.
Bütün krediyi alacağım.
Bunu Tom'a götüreceğim.
sizleri 12.000 yıl öncesine götüreceğim
Bin, seni bir yere götüreceğim.
Seni her zaman kalbimde taşıyacağım.
Hardallı ve ketçaplı iki sosisli sandviç alacağım.
Bu günlerden birinde seni oraya götüreceğim.
Daha pahalı olanını alacağım.
İsteyen herkesi götüreceğim.
Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.
Onu ben götüreceğim.
Bugünlerde seni hayvanat bahçesine götüreceğim.
Partiye gidersem, birkaç şişe şarap alacağım.
Seni havaalanına götüreceğim.
- Ben seni eve götüreceğim.
- Ben sizi eve götüreceğim.
- Seni eve götüreceğim.
Eğer çocuklara göz kulak olursan, temizlenecek takım elbiseni alacağım.
Yarın yeni arabamla annemi dışarı çıkaracağım.
Gitmek istediğin her yere seni götüreceğim ve canının istediği her şeyi sana alacağım.
Masayı sahne ortasına getirip malzemeleri geri alıyorum.
benim için bütün bunların başladığı 2010 yılına götürmeme izin verin.
Aynı vilayetten olduğumuz için onunla iyi anlaşacağıma eminim.
Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.