Translation of "Linterna" in Turkish

0.030 sec.

Examples of using "Linterna" in a sentence and their turkish translations:

- Dame tu linterna.
- Dame la linterna.
- Dame su linterna.

El fenerini bana ver.

Perdí mi linterna.

Fenerimi kaybettim.

Dame la linterna.

El fenerini bana ver.

Dame tu linterna.

Bana fenerini ver.

Nadie tenía linterna.

Hiç kimsenin el feneri yoktu.

No tengo linterna.

Bir el fenerim yok.

¿Necesitáis una linterna?

Bir el fenerine ihtiyacınız var mı?

Como este pez linterna.

tıpkı bu fener balığı gibi.

Tom encendió su linterna.

Tom el fenerini açtı.

Tom apagó la linterna.

Tom el fenerini kapadı.

Tomás prendió su linterna.

- Tom fenerini yaktı.
- Tom fenerini açtı.

Puede usar esta linterna.

Bu el fenerini kullanabilirsiniz.

- Esta linterna se está poniendo tenue.
- Esta linterna se está apagando.

Bu el fenerinin ışığı azalıyor.

Busqué a tientas una linterna.

El fenerini el yordamıyla aradım.

Tom dejó caer su linterna.

Tom el fenerini düşürdü.

Tom también tiene una linterna.

Tom'un da bir el feneri var.

Deberíamos haber traído una linterna.

Bir el feneri getirmeliydik.

¿De quién es esta linterna?

- Bu kimin el feneridir?
- Bu el feneri kimin?

Coge la linterna, la necesitamos.

El fenerini al. Buna ihtiyacımız var.

Ayer Tom perdió su linterna.

Tom dün el fenerini kaybetti.

Vas a necesitar una linterna.

Bir el fenerine ihtiyacın olacak.

- Ojalá que Tom haya comprado una linterna.
- Ojalá Tom hubiera traído una linterna.

Keşke Tom bir el feneri getirseydi.

Iluminaban tu perfil con una linterna

Yüzünüze yandan bir el feneri tutarlardı

O puedo usar una linterna común

Ya da normal bir el feneri kullanabilir

Aquí está oscuro, ¿tienes una linterna?

Burası karanlık. Bir el fenerin var mı?

Esa es la linterna de Tom.

O, Tom'un el feneri.

Reparé la linterna utilizando una pequeña herramienta.

Ben küçük bir parça kullanarak el fenerini onardım.

Tom se olvidó de traer una linterna.

Tom bir el feneri getirmeyi unuttu.

Tom sacó su linterna y la encendió.

Tom cep fenerini çıkardı ve onu açtı.

Tom le pasó la linterna a María.

Tom Mary'ye el fenerini uzattı.

Tom le dio una linterna a Mary.

Tom Mary'ye bir el feneri verdi.

Tom le dio su linterna a Mary.

Tom el fenerini Mary'ye verdi.

- Tom cogió un foco.
- Tom cogió una linterna.

Tom bir el feneri aldı.

Apaga tu linterna, que te va a ver.

El fenerini kapatsana, seni görecek.

Tom sacó una linterna del bolsillo de su chaqueta.

Tom ceketinin cebinden bir el feneri çıkardı.

No es una linterna normal, se ve así, es ultravioleta.

Bu normal bir el feneri değil, böyle görünüyor. Ultraviyole.

No seré capaz de ver adónde voy sin una linterna.

Bir el feneri olmadan nereye gittiğimi göremeyeceğim.

No es como una linterna común. Se ve así. Es ultravioleta.

Bu normal bir el feneri değil, böyle görünüyor. Ultraviyole.

Busqué mi linterna a tientas por los alrededores en la oscuridad.

El fenerim için karanlıkta etrafı yokladım.

Llevar una pequeña linterna en tu bolsillo puede llegar a ser útil.

Cebinde küçük bir el fenerine sahip olman yararlı olabilir.

Tom buscó a tientas su linterna, que había caído detrás del sofá.

Tom kanepenin arkasına düşen el fenerini el yordamıyla aradı.

¿Qué opinan? ¿Usamos la linterna y la botella? ¿O usamos la luz ultravioleta?

Ne düşünüyorsunuz? El feneri ve şişeyi mi kullanayım? Yoksa UV ışığını mı?

¿Qué método deberíamos usar para capturarla? Creen que lo mejor es dejar esto con la linterna prendida

Onun yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız? Yapılacak en iyi şeyin, ışıkla birlikte bunu bırakıp