Examples of using "Linterna" in a sentence and their turkish translations:
El fenerini bana ver.
Fenerimi kaybettim.
El fenerini bana ver.
Bana fenerini ver.
Hiç kimsenin el feneri yoktu.
Bir el fenerim yok.
Bir el fenerine ihtiyacınız var mı?
tıpkı bu fener balığı gibi.
Tom el fenerini açtı.
Tom el fenerini kapadı.
- Tom fenerini yaktı.
- Tom fenerini açtı.
Bu el fenerini kullanabilirsiniz.
Bu el fenerinin ışığı azalıyor.
El fenerini el yordamıyla aradım.
Tom el fenerini düşürdü.
Tom'un da bir el feneri var.
Bir el feneri getirmeliydik.
- Bu kimin el feneridir?
- Bu el feneri kimin?
El fenerini al. Buna ihtiyacımız var.
Tom dün el fenerini kaybetti.
Bir el fenerine ihtiyacın olacak.
Keşke Tom bir el feneri getirseydi.
Yüzünüze yandan bir el feneri tutarlardı
Ya da normal bir el feneri kullanabilir
Burası karanlık. Bir el fenerin var mı?
O, Tom'un el feneri.
Ben küçük bir parça kullanarak el fenerini onardım.
Tom bir el feneri getirmeyi unuttu.
Tom cep fenerini çıkardı ve onu açtı.
Tom Mary'ye el fenerini uzattı.
Tom Mary'ye bir el feneri verdi.
Tom el fenerini Mary'ye verdi.
Tom bir el feneri aldı.
El fenerini kapatsana, seni görecek.
Tom ceketinin cebinden bir el feneri çıkardı.
Bu normal bir el feneri değil, böyle görünüyor. Ultraviyole.
Bir el feneri olmadan nereye gittiğimi göremeyeceğim.
Bu normal bir el feneri değil, böyle görünüyor. Ultraviyole.
El fenerim için karanlıkta etrafı yokladım.
Cebinde küçük bir el fenerine sahip olman yararlı olabilir.
Tom kanepenin arkasına düşen el fenerini el yordamıyla aradı.
Ne düşünüyorsunuz? El feneri ve şişeyi mi kullanayım? Yoksa UV ışığını mı?
Onun yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız? Yapılacak en iyi şeyin, ışıkla birlikte bunu bırakıp