Examples of using "Conduce" in a sentence and their turkish translations:
Sizi tahrik ediyor
Yavaş yavaş sür.
Tom araba sürer.
- Betty hızlı araba sürer.
- Betty hızlı sürer.
Daha hızlı sür.
Tom arabayı yavaş sürer.
Yavaş sürünüz.
Tom hızlı araba kullanır.
Pembe bir Cadillac sürüyor.
- Ve oğlunuz sürücü mü?
- Ve oğlunuz araba sürüyor mu?
O, bir BMW sürmektedir.
Betty çok hızlı araba sürer.
O bir kamyon kullanıyor.
Ve oğlunuz araba sürüyor mu?
- Jack hızlı araba sürmez.
- Jack hızlı sürmez.
Tom çok hızlı sürer.
Tom bir Toyota sürer.
Bütün bunlar nereye gider?
Amcam bir Ford sürer.
Lütfen daha yavaş sür.
Tamam.Dikkatli sür.
Benim babam çok iyi araba kullanır.
O araba sürer, değil mi?
O çok doğal olarak davranır.
Bu yol havaalanına gider.
Bu kapı çalışma odasına götürür.
Bir orkestra şefi bir orkestrayı yönetir.
Dikkatli sür.
Demir ısıyı iyi iletir.
Tom siyah bir araba kullanıyor, değil mi?
Tom sık sık arabayı hızlı sürer.
Bakır elektriği iyi iletir.
Bu yol Hong Kong'a gider.
Tom ne tür bir araba sürer?
tabii ki derinden hissetmişti.
Arabasını hep çok hızlı kullanır.
Babam, çok eski bir araba kullanıyor.
Daha dikkatli sür yoksa kaza yapacaksın.
Daha yavaş sür yoksa ceza yersin.
Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
Dikkatlice sür! Yollar tehlikeli.
Kim daha iyi araba sürer, baban mı yoksa annen mi?
Onun sürdüğü araba onunki değil.
babam kamyoneti sürerken ben ekmek teslimatı yapacağım.
Yeraltı mezarlığına giden gizli bir geçit keşfettik.
Annemin ehliyeti var, ama o araba sürmez.
Sık sık babasının arabasını sürer.
Bu yol nereye götürüyor?
Eğer hızlı sürerse, Tom on dakikada oraya varabilir.
Annemin ehliyeti var fakat araba sürmez.
Geçen yıl bir kaza atlattı ama yine de dikkatsizce araç kullanıyor.
- Nasıl araba sürüleceğini biliyorum.
- Nasıl araba süreceğimi biliyorum.
Zihnimde çocukluğuma açılan gizli bir geçit var.
Araba sürerken her birimiz dikkatli olmalıyız.
Bu yolun nereye götürdüğünü düşünüyorsunuz?
Bu yol şehre gider.
Şu fen bilgisi öğretmeni her yıl araba sürer.
Küçük oğlum araba sürebiliyor.
Nasıl araba süreceğini biliyor musun?