Examples of using "Influyente" in a sentence and their turkish translations:
O nüfuzludur.
Ülkesinin onun üstünde büyük etkisi var.
O, Demokratik Parti'nin prestijli ve etkili bir üyesidir.
Rousseau çılgın ama etkiliydi; Hume aklı başında ama hiç takipçisi yoktu.