Translation of "Fluidez" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Fluidez" in a sentence and their turkish translations:

- Habla con fluidez.
- Él habla con fluidez.

O akıcı konuşur.

- Él habla inglés con fluidez.
- Habla inglés con fluidez.

O, İngilizcede akıcıdır.

Hablo portugués con fluidez.

Akıcı bir şekilde Portekizce konuşurum.

Habla inglés con fluidez.

O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.

Puedo hablar español con fluidez.

Akıcı bir şekilde İspanyolca konuşabilirim.

¿Alguien habla latín con fluidez?

Kimse akıcı Latince konuşuyor mu?

Si habla inglés con fluidez, le contrataré.

Eğer o, İngilizcede akıcı ise, onu çalıştıracağım.

Esta gente habla esperanto con fluidez, ¿no?

Bu insanlar rahatlıkla Esperanto konuşuyorlar, değil mi?

- Habla inglés con fluidez.
- Hablas inglés fluidamente.

Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.

- Él habla chino fluidamente.
- Habla chino con fluidez.

O akıcı bir biçimde Çince konuşur.

Al verano siguiente, regresé para ganar fluidez en alemán.

Böylece bir sonraki yaz Almancada akıcılık kazanmak için geri döndüm.

Pero para entonces ya hablaba el español con fluidez,

Fakat o zamanlar İspanyolca'da gayet akıcıydım.

Después de un tiempo esta fluidez se vuelve estacionaria

bir süre sonra bu akışkanlık durağan hale geliyor

- Tom habla fluidamente francés.
- Tom habla francés con fluidez.

- Tom Fransızcada akıcıdır.
- Tom Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşuyor.

- Él habla francés con fluidez.
- Habla un francés fluido.

O, Fransızcada akıcıdır.

Tom no habla francés con tanta fluidez como Mary.

- Tom Mary'nin konuştuğu kadar akıcı şekilde Fransızca konuşamıyor.
- Tom Mary kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmaz.

¡Ojalá supiese hablar inglés con la misma fluidez que tú!

Keşke senin kadar akıcı İngilizce konuşabilsem.

Dentro de otros seis meses podrás hablar alemán con fluidez.

Altı ay sonra Almancayı akıcı olarak konuşabileceksin.

Yo le escuché a ella hablar en inglés con fluidez.

Onun İngilizceyi akıcı konuştuğunu duydum.

- Habla el francés de corrido.
- Él habla francés con fluidez.

O, akıcı Fransızca konuşur.

Que en español significa que aprendí a hablar jemer con fluidez.

"Kimer dilini akıcı olarak konuşmayı öğrendim" dedim.

Después de dos años, ella ya hablaba el alemán con fluidez.

İki yıl sonra, o çoktan akıcı Almanca konuşuyordu.

Voy a hablar español con fluidez dentro de dos meses ¡juro yo!

Yemin ediyorum ki iki ay içinde İspanyolcada akıcı olacağım!

No necesito sonar como un hablante nativo, sólo quiero ser capaz de hablar con fluidez.

Bir yerli gibi konuşmama gerek yok, ben sadece akıcı olarak konuşabilmeyi istiyorum.

No termino de creer cuando alguien afirma que puede hablar más de cinco idiomas con fluidez.

Birisi beş dilden daha fazlasını akıcı olarak konuşabildiğini iddia ettiğini duyduğumda tamamen inanmıyorum.