Translation of "Fea" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Fea" in a sentence and their turkish translations:

Sos muy fea.

Sen çok kötüsün.

Esta silla es fea.

Bu sandalye tehlikeli.

La chica es fea.

Kız çirkin.

- Soy fea.
- Soy feo.

- Çirkinim.
- Ben çirkinim.

Es una situación fea.

Bu tatsız bir durum.

- Mary es fea.
- Mary es más fea que una nevera por detrás.

Mary çirkindir.

Entrevistadora: Muéstrame la niña fea.

Muhabir: Peki, bana çirkin çocuğu göster.

Contrataron a la candidata fea.

Onlar çirkin adayı işe aldılar.

María cree que es fea.

Mary çirkin olduğunu düşünüyor.

Ella es estúpida y fea.

O salak ve çirkin.

Su esposa no me parece fea.

Karısı bana çirkin görünmüyor.

Mi casa es vieja y fea.

- Benim evim eski ve biçimsiz.
- Benim evim yaşlı ve çirkin.

- No soy feo.
- No soy fea.

Ben çirkin değilim.

- Me siento fea.
- Me siento feo.

Kendimi çirkin hissediyorum.

Ella está vieja, fea y gorda.

O yaşlı, çirkin ve şişman.

Ella ha escondido su cara fea.

O çirkin yüzünü sakladı.

¿Y por qué es la niña fea?

Peki neden o çirkin olan çocuk?

¿Quién mandó a construir esta casa fea?

Bu çirkin evi kim inşa etmişti?

La cara de esa muchacha es increíblemente fea.

Şu kızın yüzü inanılmaz çirkin.

- Mary es fea.
- Mary es difícil de mirar.

Mary çirkindir.

- Mary es fea.
- Mary es un cardo.
- Mary es más fea que pegarle a un padre.
- Es más fea que un pie sin uñas.
- Mary es poco atractiva.
- Mary no es atractiva.

Mary çekici değil.

Ella fue realmente una patita fea cuando era joven.

O bir çocuk olarak gerçekten çirkin bir ördek yavrusuydu.

Mary no es linda, pero no es fea tampoco.

Mary güzel değil, fakat çirkin de değil.

No hay olla tan fea que no encuentre su cobertera.

Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.

Entre nos, la bruja gorda y fea está a dieta.

Aramızda kalsın, şişman çirkin cadı diyet yapıyor.

Tom le dijo a Mary que era gorda y fea.

Tom Mary'ye şişman ve çirkin olduğunu söyledi.

- No creo que seas feo.
- No creo que seas fea.

Ben senin çirkin olduğunu sanmıyorum.

- Ellos no contrataron al candidato feo.
- Ellas no contrataron a la candidata fea.

Onlar çirkin adayı işe almadılar.

Tom no podía creer lo fea que se volvía María a medida que envejecía.

Tom Mary'nin yaşlandığı için ne kadar çirkin olduğuna inanamadı.

La muerte es una cosa fea que la naturaleza debe ocultar, y que oculta bien.

Ölüm, doğanın gizlemesi gereken iğrenç bir şey ve bunu iyi yapıyor.

Cuando te vi, pensé que eras la cosa más fea que había visto en mi vida.

Seni gördüğümde ,senin hayatımda hiç görmediğim en çirkin şey olduğunu düşündüm.