Examples of using "Fea" in a sentence and their turkish translations:
Sen çok kötüsün.
Bu sandalye tehlikeli.
Kız çirkin.
- Çirkinim.
- Ben çirkinim.
Bu tatsız bir durum.
Mary çirkindir.
Muhabir: Peki, bana çirkin çocuğu göster.
Onlar çirkin adayı işe aldılar.
Mary çirkin olduğunu düşünüyor.
O salak ve çirkin.
Karısı bana çirkin görünmüyor.
- Benim evim eski ve biçimsiz.
- Benim evim yaşlı ve çirkin.
Ben çirkin değilim.
Kendimi çirkin hissediyorum.
O yaşlı, çirkin ve şişman.
O çirkin yüzünü sakladı.
Peki neden o çirkin olan çocuk?
Bu çirkin evi kim inşa etmişti?
Şu kızın yüzü inanılmaz çirkin.
Mary çirkindir.
Mary çekici değil.
O bir çocuk olarak gerçekten çirkin bir ördek yavrusuydu.
Mary güzel değil, fakat çirkin de değil.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
Aramızda kalsın, şişman çirkin cadı diyet yapıyor.
Tom Mary'ye şişman ve çirkin olduğunu söyledi.
Ben senin çirkin olduğunu sanmıyorum.
Onlar çirkin adayı işe almadılar.
Tom Mary'nin yaşlandığı için ne kadar çirkin olduğuna inanamadı.
Ölüm, doğanın gizlemesi gereken iğrenç bir şey ve bunu iyi yapıyor.
Seni gördüğümde ,senin hayatımda hiç görmediğim en çirkin şey olduğunu düşündüm.