Examples of using "Estuviera" in a sentence and their turkish translations:
Keşke o burada olsa.
Keşke şaka yapıyor olsam.
Belki hatalıydım.
Keşke o burada olsa.
Keşke Tom ölmüş olsa.
Beni kapsadığını hissetmedim.
O burada olsa, ne söyler?
- Keşke senin yanında olsam!
- Keşke yanıbaşında olsaydım.
Keşke o şimdi hayatta olsa.
Süzülüyormuş gibi hissediyordum;
Sanki hayal görüyormuşum gibi hissettim.
Keşke o şimdi burada olsa.
Hamlet sanki deli gibi davranır.
Keşke bize yardım etmek için burada olsa.
Tom çok yorgun gibi davranıyor.
Keşke her zaman bu kadar meşgul olmasam.
Canım yalnız olmak istiyor.
Tom'un orada olmasını beklemiyordum.
Tom'un şaka yaptığını umuyorum.
Eğer o mutlu olsa çok daha iyi oynar.
Tom'un mutsuz olduğunu bilmiyordum.
Yemek için tamam olmadığını söylemedim.
Tom onun hazır olduğunu hissetmedi.
Burada değilmişim gibi benim hakkımda konuşma.
Ben senin yerinde olsam, ona yardım ederim.
yok olacağını düşünmek beni dehşete düşürdü.
CEO orada bile değildi,
Yağmur yağsa, o gitmez.
Yağmur yağmasa balık tutmaya giderim.
Keşke şimdi Beth burada benimle olsa.
O, bana öğleyin burada olmamı söyledi.
Keşke o bizim takımda olsa.
Delirmiş gibi davranıyor.
Keşke o bize yardım etmek için burada olsa.
Biri bizi izliyor gibi hissediyorum.
Tom'un burada olmasını beklediğini biliyorum.
Tom'un karışmadığını söylemedim.
Başka biri oldum gibi hissediyorum.
gerçekten o varmış gibi inandırıcı bire şekilde anlatıyor
Sizin durumunuzda olsam, aynı şeyi yaparım.
Sanki bir rüyadaymışım gibi hissettim.
Tom'un orada benimle olmasından memnunum.
Hasta olmasam, sana katılırım.
Tom'un başı beladaysa Mary bilir.
Tom'un toplantıda olmasını beklemiyordum.
Onun altıya kadar burada olmasını rica ettim.
Ben kendimi senin cümlelerini çalıyorum gibi hissediyorum.
Tom'a kıpırdamamasını söyledim.
Şaşırdım, Tom dün burada değildi.
Tom'un benim hakkımda konuştuğunu sanmıyorum.
Tom o zaman uyuyor olabilir.
Tom'un şimdiye kadar burada olması gerekiyordu.
Tom, Mary'ye sessiz kalmasını söyledi.
O uçaktan atlıyormuşum gibi hissediyorum.
O şimdi burada olsa, ona gerçeği söylerim.
Yerinde olsam ona yardım ederim.
Senin pozisyonunda olsaydım muhtemelen ne yapacağımı bilmezdim.
Tom gazın kapalı olduğunu dikkatle kontrol etti.
O sanki bir rüyadaymış gibi hissetti.
Sanki yüzümün yandığını hissettim.
Tom beni burada istemediğine açıklık getirdi.
Onun yerinde olsam, henüz vazgeçmem.
Beni izleyen birinin farkında değildim.
Yerinde olsam, öyle bir şey yapmam.
Keşke Tom bugün burada bizimle olsa.
- Eşimin gerçekten öldüğünü kabullenemezdim.
- Eşimin gerçekten öldüğünü kabullenemedim.
Tom'un skandala karıştığını sanmıyorum.
O burada olmadığı zaman çocukla ilgilenmemi istedi.
Ya da bir spor karşılaşmasında taç çizgisinde duruyormuşum gibi
eğer yörüngeleri her bir açıdan tam olarak uyumlu olmasaydı
Yerinde olsam o plana karşı gelirdim.
Tom'un 45 dakika önce burada olmasını istedim.
Keşke metro her sabah çok kalabalık olmasa.
Tom, Mary'nin onun hakkında üzgün olmasından etkilenmişti.
- Tom'un 2.30'a kadar burada olması bekleniyordu.
- Tom'un 2.30'a kadar burada olması gerekiyordu.
Ellerini, sanki bir parça yemek yiyormuş gibi kaldırıyor
programı öğretmen açtı. Sanki dersteymiş gibi artık
Yaşadığım yerdeki kirliliğin daha az olmasını çok isterdim.
Onun nasıl kızdığı önemli değil, o asla şiddete başvurmaz.
Keşke şu anda orada olsam.
- Keşke Tom hâlâ hayatta olsa.
- Keşke Tom hâlâ yaşıyor olsa.
Tom Mary'nin klasik müzikle ilgilendiğini bilmiyordu.
Tom yanılmış olduğu ihtimalini kabul edemedi.
Ölü gibi hissettim.
Tom bitene kadar Mary'nin tablosunu görmesini istemiyordu.
Sanki hayal görüyormuş gibi hissediyorum.
Açlıktan ölse bile yardım istemezdi.
Tom kimsenin ona bakmadığından emin olmak için etrafına bakındı.
Tom kolesterol seviyesinin biraz yüksek olabileceğinden endişeliydi.
eğer kadro tamsa 9 aylık oynanmaz maç yapılırdı.
Tom cinayete karıştığını reddetti.
Tom, Mary'nin evinin John'unkine çok yakın olduğunu bilmiyordu.
Tom yerel doğal yaşamı korumak için gücü dahilinde her şeyi yapmaya söz verdi.
Videoyu on saniye izleyince kendimi akıl hastanesinden kaçan adamı dinliyormuş gibi hissettim
Yurt dışında olsam ve param bitse, ben daha fazla istemek için ailemi ararım.
Mutfakta bir gürültü duysam fakat evde yalnız olsam, ne olduğunu görmek için giderim.
Tom'un partiye gitmesinin tek nedeni Mary'nin orada olmasını beklemesiydi.