Examples of using "Dejo" in a sentence and their turkish translations:
Onu alabilirsin.
takdiri size bırakırım
kararı size bırakıyorum
Vazgeçerim.
Kazanmana izin verdim.
Ben istifa ettim.
- Kitapları burada bırakıyorum.
- Kitapları buraya bırakıyorum.
Onu size bırakıyorum.
Köpeğimin içeride uyumasına izin verdim.
bunun kararını size bırakıyorum
Onun beni rahatsız etmesine izin vermem.
Onu sana bırakıyorum.
"Sizi, şimdi konuşturmayacağım.
Bitirdim.
Öyleyse sizi birkaç soruyla bırakacağım.
bunu söylüyor ve sonucuna göğüs geriyorum.
Çalışmamı kopyalamana izin vermem doğru olmazdı.
Bu kalemi istiyorsan, onu sana ödünç veririm.
Bir kaleme ihtiyacın varsa, sana bir tane ödünç vereyim.
Uyurken camı hep açık bırakırım.
Renk seçimini size bırakıyorum.
Onların gitmesine izin verdim.
Neredeyse vazgeçiyordum.
Onu ben düşürdüm.
Benim yeni arabana hayran olmamam elimde değil.
Ben onu sana ödünç vereceğim.
Çekicimi alet kutusunda tutarım.
- Ben gidiyorum.
- Gidiyorum.
Köpeğimi başka birinin beslemesine asla izin vermem.
Tom Mary'ye eve erken gitmesi için izin verdi.
Tom'un kazanmasına izin verdim.
Beni aramak istersin diye telefonumu bırakacağım.
Yemin ederim John. Bugün itibarıyla sigarayı bırakıyorum.
Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
Kusura bakmayın, tanımadığım insanların içeri girmesine izin vermem.
İtalyan yemeği yeme fırsatını asla kaçırmam.
Kapıları açık bırakmıyorum çünkü benim semtimde hayvanlar var.
Geriye kalanını sana bırakacağım.
Ben kedinin içeri girmesine izin verdim.
Bu sefer sana izin vereceğim, ama yine senin çalmanı yakalamak istemiyorum.
Aslında bu yüzden karımı doğum odasında neredeyse bıraktım,
Ne zaman üzgün olsam, üzgün olmayı bırakırım ve onun yerine harika olmaya başlarım.
Kız kardeşime yeni bilgisayarımı kullanmasına izin verdim.
Birkaç günlüğüne şehirden ayrılıyorum.
Tom'un bunu yapmasına izin verdiğime inanamıyorum.
Her zaman onu düşünüyorum.
Benim çocuğum yok ve veraset kanunlarını pek sevmiyorum. Bunu devlete bırakırsam bürokrasinin eline geçer.