Translation of "Cantó" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Cantó" in a sentence and their turkish translations:

Cantó y cantó.

O sürekli şarkı söyledi.

Pua cantó.

Pua şarkı söyledi.

- Ella cantó muy bien.
- Cantó bastante bien.

- O oldukça güzel söyledi.
- Oldukça güzel şarkı söyledi.

- Él cantó algunas viejas canciones.
- Cantó algunas viejas canciones.
- Cantó algunas canciones viejas.

Birkaç eski şarkı söyledi.

- Tom cantó suavemente.
- Tom cantó de manera suave.

Tom aheste aheste şarkı söyledi.

Él cantó desafinado.

Uyumsuz şarkı söyledi.

¿Qué cantó Tom?

Tom hangi şarkıyı söyledi?

Tom no cantó.

Tom şarkı söylemedi.

- Tomás cantó junto a María.
- Tomás cantó con María.

Tom Mary ile şarkı söyledi.

Una viejita me cantó.

Yaşlı bir bayan bana şarkı söyledi.

Él cantó una canción.

O bir şarkı söyledi.

Tom cantó una canción.

Tom bir şarkı söyledi.

Tom cantó para Mary.

Tom, Mary için şarkı söyledi.

Cantó algunas viejas canciones.

Birkaç eski şarkı söyledi.

Ella cantó suavemente la canción.

O, şarkıyı düşük sesle söyledi.

Tom le cantó a Mary.

Tom Mary'ye şarkı söyledi.

Pua cantó en la iglesia.

Pua kilisede şarkı söyledi.

Ella cantó una canción sonriéndome.

O bana gülümseyerek bir şarkı söyledi.

Tom cantó mejor que Mary.

- Tom Mary'den daha iyi şarkı söyledi.
- Tom Maria'dan daha iyi şarkı söyledi.

- Ella cantó una canción japonesa para nosotros.
- Ella nos cantó una canción japonesa.

O, bizim için bir Japon şarkısı söyledi.

Ella cantó mejor que de costumbre.

O her zamankinden daha iyi söyledi.

Tom cantó un dueto con Mary.

- Tom Mary ile bir düet yaptı.
- Tom, Mary'yle bir düet seslendirdi.

¿Cuándo cantó mi hermana esa canción?

Kız kardeşim ne zaman o şarkıyı söyledi?

John cantó "Imagine" en el escenario.

John sahnede " Imagine" ı seslendirdi.

Ella nos cantó una canción japonesa.

O, bizim için bir Japon şarkısı söyledi.

Ella tocó la guitarra y él cantó.

Gitar çaldı ve şarkı söyledi.

Dick tocó el piano y Lucy cantó.

- Dick piyano çaldı ve Lucy şarkı söyledi.
- Dick piyano çaldı ve Lucy seslendirdi.

Cada uno de ellos cantó una canción.

Onlardan her biri bir şarkı söyledi.

- Mi hermana cantó una canción en inglés en la fiesta.
- Mi hermana cantó una canción inglesa en la fiesta.
- Mi hermana cantó en la fiesta una canción inglesa.

Kız kardeşim partide İngilizce bir şarkı söyledi.

- Él cantó una canción.
- Ha cantado una canción.

O bir şarkı söyledi.

Tom cantó en el coro de la Iglesia.

Tom kilisedeki koroda şarkı söyledi.

Ann le cantó una nana a su hermana pequeña.

Ann, küçük kız kardeşine bir ninni söyledi.

¿Qué fue lo que John cantó en el escenario?

John sahnede hangi şarkıyı söyledi?

Tom le cantó a su hijo para que se durmiera.

Tom uyuması için oğluna şarkı söyledi.

- Ella cantaba mejor que él.
- Ella cantó mejor que él.

O, ondan daha iyi şarkı söyledi.

Tom escribió la canción que Mary cantó anoche en el pub.

Mary'nin dün gece meyhanede söylediği şarkıyı Tom yazdı.

Ella contó algunos chistes y cantó algunas canciones graciosas para el paciente de al lado.

O bir hastanın yanında bazı fıkralar anlattı ve bazı komik şarkılar söyledi.

Si recuerdo bien, esa es la canción que Tom cantó en la boda de Mary.

Eğer doğru hatırlıyorsam, o, Tom'un Mary'nin düğününde söylediği şarkı.