Examples of using "ése" in a sentence and their turkish translations:
Benimki mi?
O benim oğlum.
O Tom.
O, Tom muydu?
- O benim sözlüğüm.
- O benim sözlüğümdür.
O benim kurşun kalemim.
Bu araba onun.
O benim ceketim.
O benim kedim.
Şu senin kitabın mı?
Hangisi daha iyi, bu mu yoksa şu mu?
Tercihin ne; o mu yoksa bu mu?
Bu o.
O istediğimiz biri.
O affedilmez bir hataydı.
Hoş bir dokunuştu.
Onu istemiyorum.
O bir çocuk.
O oldukça makul bir fiyat.
Bu, şunun kadar iyi.
Bu masa o masadan daha iyidir.
O, Tom'un sorunu değil.
Bu kitap o kitap kadar ilginç.
Dün gördüğüm çocuk odur.
O kimdir?
Onun çocuğu yok.
O plandı.
O, onun otomobili.
Bu diğer asansör ötekinden daha hızlı çalışıyor.
O, çocukluğumdan beri benim hayalim.
Onun okuyacağı kitap bu.
Amaç bu değil.
O sizin bıçağınız değil.
Hangisi daha uzun, bu kalem mi yoksa o mu?
Bunun kim olduğunu bilmek ister misiniz?
O her şeyin başlangıcıydı.
O senin mi?
O benim kedim.
- O benimki.
- Benim bu.
Fakat bu, doğru değil -- bu, bilimin hedeflediği bir şey bile değil.
Durum böyle değil.
Bak bu, şimdiye kadar gördüğüm en tuhaf mahkum grubu.
- Bu benim kedimdir.
- Bu benim kedim.
- Olmak ya da olmamak, soru budur.
- Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.
Bu onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.
Sanırım o Tom'un çalıştığı yer.
Öğretmeninle böyle bir yerde karşılaşmış olduğuna şaşırmış olmalısın.