Examples of using "«¡mary" in a sentence and their turkish translations:
Mary beni tokatladı.
Mary neşeli.
Mary kızarıyor.
- Mary, seni seviyorum.
- Seni seviyorum Mary!
Ben Mary'yi severim.
O, Mary'yi sever.
Mary yüzebilir.
Mary bir amigoydu.
Mary zaten başladı.
Mary'nin diş telleri var.
Mary'nin bir kocası yoktu.
Mary koştu.
Mary çığlık attı.
Mary içeri geldi.
"Tom!" "Mary!"
Mary başladı.
Çok yaşa Mary!
Mary iyi dans edebilir.
- Mary Japonca konuşabiliyor.
- Mary Japonca konuşabilir.
Mary başladı mı?
Mary güzel görünüyor.
Mary eğlendi.
O, Mary'yi tanıyor.
Mary bir erkek Fatma.
Mary erkek gibi kızdı.
Mary garsona hakaret etti.
Tom, Mary'yi seviyor.
Tom Mary'ye saygı gösterdi.
Tom seni öldürmek istiyor, Mary.
Tom, Mary ile ayrıldı.
Tom, Mary'yi yanılttı.
Mary sizin kızınız mı?
Mary gerçek bir sarışın mı?
Mary keki süsledi.
Mary çok güzeldir.
- Mary bir hemşire olmak istiyordu.
- Mary hemşire olmak istiyordu.
Mary benim kızımdır.
Mary çirkindir.
Mary seksek oynadı.
Mary çoktan başladı mı?
Mary yoga öğretmektedir.
Mary bir materyalisttir.
Mary evhamlı.
- Mary hamile.
- Mary gebe.
Mary nasıl dövüşüleceğini biliyor.
Mary bir onkologtur.
Mary ağlamadı.
Mary bağırıyor.
Mary seni seviyor.
Mary nerede?
Mary tek başına geldi.
Mary horluyor.
Mary güzel.
Mary iyi mi?
Mary'yi tehdit ettim.
Mary bana yardım etti.
Mary güzeldi.
Mary ıslık çaldı.
Mary'yle dışarı çıktım.
Mary bizi korkuttu.
Mary beni tanıyor.
Mary bayıldı.
Mary güzel görünüyor.
Mary elbise tasarımı yapıyor.
Mary beni şaşırttı.
- Mary, müsait misin?
- Mary, uygun musun?
- Mary, kıyafetin uygun mu?
- Mary, giyinik misin?
Mary bir büyükannedir.
Mary burada mı çalışıyor?
Mary yiyor.
Mary uyuyordu.
Sen Mary'ye sarıldın.
Mary çekicidir.
Mary benim.
Mary seninle birlikte mi?
Mary güzeldi.
Mary bir model.
Mary bir anne.
Mary bir dul.
Mary çekici.
Mary kim?
Mary Kanadalıdır.
O, Mary'yi sever.
Biz Mary'yi seviyoruz.
Onlar Mary'yi sever.
Mary seni yanlış yönlendirdi.
Mary'nin sana ihtiyacı vardı.
- Mary seni hatırlıyor.
- Mary seni hatırlar.
Mary onları bulacak.
O, Mary'yi tanıyor.
- Mary bunu inkar etti.
- Mary bunu reddetti.
- Mary bunu yalanladı.
Mary beni yanılttı.
Mary onu gizleyecek.
Mary'nin umudu var.
Mary bir garson.