Examples of using "хорош" in a sentence and their turkish translations:
Fransızcan yeterince iyi.
Bu masa iyidir.
O ne kadar iyi?
O bu kadar iyi mi?
Tom bu kadar iyi mi?
Twitter yeterince iyi değil.
Gerçekten iyisin.
Umarım iyisindir.
Fransızcam hiç iyi değil.
Ben matematikte iyiyimdir .
Onun İngilizcesi oldukça iyidir.
Onun İngilizcesi gerçekten iyi.
Tom'un Fransızcası gerçekten iyi.
Tom Fransızcada iyi.
Sen çok iyi değilsin.
Çok yakışıklı görünüyorsun.
Almancam yeterince iyi değil.
Lincoln'un planı iyiydi.
Tom inanılmaz derecede yakışıklı.
O, onun için yeterince iyi değildir.
Pirinç pilavı bir balık yemeği ile güzeldir.
Çincem çok iyi değil.
Bu sözlüğün hiç faydası yok.
Tom seni için çok iyi.
- Zengin olduğu kadar yakışıklı da.
- Sadece yakışıklı değil, zengin de.
Tom'un Fransızcası zaten oldukça iyi.
Tom'un Fransızcası şaşırtıcı biçimde iyi.
Tom'un Fransızcası gerçekten çok iyidir.
Fransızcam çok iyi değil.
Tom işinde iyidir.
Fransızcam o kadar iyi değil.
Sık seks iyi değildir.
Fransızcam hâlâ çok iyi değil.
Tom iyidir ama Mary daha iyidir.
Senin raporun iyi, hatta dikkat çekici.
- Benim için çok iyisin.
- Sen benim için çok fazla iyisin.
Sen onun için çok iyisin.
Benim İngilizcem hiç iyi değil.
Bu çorbanın tadı iyi.
Getter Jaani ne kadar harika!
Tom Mary için çok fazla iyi.
Konser çok iyi değildi.
Senin Fransızcan zaten oldukça iyi.
Tom neredeyse her şeyde iyidir.
Bu kuskus güzel ve lezzetli.
Tom düşündüğü kadar iyi değil.
O, senin için yeterince iyi değil.
19. yüzyılın büyük ticari çeşitliliği hâline geliyor.
Film iyiydi.
Tom uzun boylu ve yakışıklı idi.
İngilizcede her zaman iyiydim.
Bu kötü kokuyor ama tadı iyi.
Tom zengin, başarılı ve yakışıklı.
O düşündüğü kadar iyi değil.
Bunda çok iyi değilsin.
Tom el işinde çok yetenekli.
Ben bunda çok iyi değilim.
Yeterince iyi olmadığımı biliyorum.
Bu, şunun kadar iyi.
Bu takım elbise benim için çok iyidir.
Senin planın iyi fakat benimki daha iyi.
Benimki, seninki kadar iyi değil.
Tom sporda pek iyi değildir.
İçeride kalamayacak kadar çok güzel bir gündü.
Senin Japoncan iyi.
İyi olmadığım bir başka şey hokkabazlıktır.
Bu masa o masa kadar iyidir.
Sanırım Almancam çok iyi değildir.
Bunda çok iyi değilsin, değil mi?
Tom'un el yazısı çok iyi değil ama okuması kolay.
Tom'un Fransızca konuşmada oldukça iyi olduğunu biliyor muydun?
Tom sporda çok iyidir, ama okulda çok iyi değildir.
Bildiğim kadarıyla, Tom'un Fransızcası oldukça iyidir.
Sonuçta neyde iyi olabilirdim?
Bu çayın tadı güzel.
Onun Mahjong'da iyi olduğunu duyuyorum.
çünkü çok kısaydı ve yeterince iyi oynamıyordu.
Tom olduğunu düşündüğü kadar Fransızcada iyi değildir.
Senin için yeterince iyi değilim.
Tom Mary'ye yakışıklı olup olmadığını sordu.
İstemedikleri şey ise, kendisinin yeterince iyi olduğunu düşünen,
Pizza yapmada çok iyi değilim ama Tom iyidir.
Tom mükemmel Fransızca konuşuyor ama İngilizcesi pek iyi değil.
Seninkinin iyi bir fikir olduğu doğru ama korkarım ki onu uygulamaya koymak zor olacak.
İnsanlar senin Fransızcanın ne kadar iyi olduğuna dair iltifat etmeyi bıraktığında Fransızcanın iyi olduğunu biliyorsun.
İnsanlarla tanışmakta iyi değilim.
Film o kadar iyiydi ki onu tekrar görmek istiyorum.
Gitar çalmada çok iyidir.
Doktor olarak iyi değil.
Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.
- Senin el yazın çok güzel.
- El yazın çok güzel.