Examples of using "расплакалась" in a sentence and their turkish translations:
ve gözleri doldu.
Genç kız gözyaşlarına boğuldu.
O gözyaşlarına boğuldu.
Mary gözyaşları içinde çöktü
Aniden Hiroko gözyaşlarına boğuldu.
Küçük kız gözyaşlarına boğuldu.
Haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.
Kötü haber işitince, o gözyaşlarına boğuldu.
O beni görür görmez ağlamaya başladı.
O, test puanını gördüğünde gözyaşlarına boğuldu.
O haberi duyar duymaz gözyaşlarına boğuldu.
Ağlamaya başladım.
Mary neredeyse ağlamaya başladı.
Bayan White ona haberi söylediğimde gözyaşlarına boğuldu.
Bir gün Amy büroma geldi ve ağlamaya başlayıp şöyle dedi
- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.
Kız annesini gördüğü anda gözyaşlarına boğuldu.
O, beni görür görmez ağlamaya başladı.
Ağlamaya başladım.