Examples of using "помощью" in a sentence and their turkish translations:
Yardım için git.
Yardım arayacağım.
Lütfen yardım almaya git.
- İnşallah.
- Kısmetse.
- Allah'ın izniyle.
- Yardımımdan yararlanabilirsin.
- Yardımımı kullanabilirsin.
Meslektaşlarımın da yardımıyla,
Ve Bilimsel Devrim,
yollarımız kesiştiği zaman,
Artık, son çıkan kameralarla...
Biz Tanrı'nın yardımıyla hayatta kalacağız!
Federal hükümetin yardımıyla,
Yardım için gittim.
Yardım almaya gideceğim.
Yardım için gidiyorum.
Biraz yardım alacağım.
Tom yardım getirmeye gitti.
Tom yardıma koştu.
Sizin yardımınızla, biz Tom'u yakalayacağız.
Biraz yardım getirmeye git.
ama muhakeme etmiyorlarsa,
...gizli gece dünyasını ortaya çıkarır.
Biz dil vasıtasıyla iletişim kurarız.
Biraz yardım almaya gideceğim.
Tom buraya yardım için geldi.
Sıcaklık bir termometreyle ölçülür.
...Meksika uzun dilli yarasası çiçeklerin yerini tespit eder.
Ama artık yeni teknolojiler kullanarak...
o da elektriği kullanarak iletişim kurma kabiliyeti.
Ülke yardım için Birleşmiş Milletler'e başvurdu.
Yapay ışık elektrikle üretilir.
Adam bir çakmakla bir sigara yaktı.
O yardım için bize başvurdu.
O, ona yardım için başvurdu.
Bir tuzak kullanarak, tilkiyi yakaladılar.
Bob'un yardımını istedim.
Tom tıbbi bakım almak zorunda kalacak.
Tom'un yardımını aradılar.
Tom yardım için arkadaşlarına döndü.
Tom yardım etmek için bize geldi.
Sağır-dilsiz insanlar işaret dili kullanarak konuşurlar.
Tom yardım için Mary'ye döndü.
Birisi yardım için gitmek zorunda.
Onlar el işaretleri kullanarak iletişim kurabilirler.
Tom yardım için bize başvurdu.
Tom bana yardım için geldi.
Tom yardım etmek için komşuya koştu.
Tom onu Mary'nin yardımıyla yaptı.
Sorunu bir örnekle açıkladı.
ya da Rosetta Stone programından öğrenmişsinizdir,
ve artık neredeyse çok geç.
hikâyeyi korumaya koyuldum.
Bir rehber ve çok az finansmanla
Biz de bunu çiplerimizle elektronik olarak yapıyoruz;
Makak topluluklarında arkadaşlıklar bakım yaparak kurulur.
onu her gün hareketlerinle cevaplıyorsun.
Onun ayağı ile yazma yeteneği şaşırtıcı.
Dil ile fikir ifade ederiz.
Frank gizli bir şifre vasıtasıyla bir mesaj bıraktı.
O, yardım için arkadaşına başvurdu.
O, arkadaşından yardım istedi.
Teleskopla geçmişe bakıyoruz.
Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.
Her şey yardımcı olacaktır.
Tom bir pala ile vampirin kolunu kopardı.
Tom arkadaşlarının yardımıyla çiti boyadı.
Tom kendi ekmeğini ekmek makinesi ile pişirir.
Tom'un yardım için başvuracak kimsesi yok.
Çiftçiler sabanla pirinç tarlalarını sürmek için su mandalarını kullanırlar.
İnovasyon, insani sorunları çözdüğümüz işlemdir;
yoksa larvaları alıp donmuş bir gölde balık mı avlayalım?
Ama bizi buraya kadar getirmeniz harika bir başarı. Biraz dayanın.
neden gidip kadınlardan birazcık yardım istemediler?
Yarın ise daha birleşik, taşınabilir ve daha ucuz bir görüntüleme.
Büyük beyazlar pek çok duyu kullanarak avlanırlar.
Düşük frekanslı gürlemelerle... ...ki bazısı o kadar düşüktür ki insanlar duyamaz...
ve kubbe inşası için onunla regolit toplayan bir cihaz
Yani yalan söyleyerek aldıkları bir dolar,
burada ise durum komedisi ile insanları güldürmeyi başardı
O, bir makineli tüfek ile işgalcileri körfezde tuttu.
Mary plastik bir kürek kullanarak kovasını kumla doldurdu.
- Soğuk algınlığımı bu ilaçla tedavi ettim.
- Nezlemi bu ilaçla tedavi ettim.
Öğretmenimin yardımıyla bu işi buldum.
Her zaman Tom'un yardımını isteyebilirsin.
Tom'un yardım için başvuracağı kimsesi yoktu.
Sami ve Leyla mektuplarla iletişim kuruyorlardı.
Web'deki her şey Google üzerinden bulunamaz.
yoksa larvaları alıp donmuş gölde balık mı avlayalım?
Bir yandan ışık ve sesle okuyup yazarken
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.
İnanılmaz koku duyusu sayesinde onları tespit ediyor.
Ateş böceği mürekkep balığı, fotofor adı verilen özel hücreleriyle kendi ışığını üretir.
Hemen çıkıp yardım çağırmanız gerekir.
İnşallah, yarın ebeveynlerinle birlikte olacağız.
Bize kime yardım ettirebileceğimizi biliyorum.
Tom'un yardımıyla, onu yapabileceğime eminim.
Bu pulu sıcak suyla çıkaracağım.
Sen paradan haber ver.