Examples of using "позволяйте" in a sentence and their turkish translations:
- Kendini kullandırtma.
- Kendinizi kullandırtmayın.
Kendinizin şişman olmasına izin vermeyin.
Hiçbir şeyin seni yavaşlatmasına izin verme.
Onun sana gözdağı vermesine izin verme.
- Çocukların kibrite dokunmalarına müsaade etmeyin.
- Miniklerin kibrit ile oyun oynamasına izin vermeyin.
Başka birinin bu yeri almasına izin vermeyin.
Çocuğun bıçaklarla oynamasına izin vermeyin.
- Bebeğin madeni paralarla oynamasına izin verme.
- Bebeğin madeni paralarla oynamasına izin vermeyin.
İnsanların sizden yararlanmasına izin vermeyin.
ve kırmızı olmayanların dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyin.
Onun biriyle konuşmasına izin verme.
Sadece bunu siz ve gerçekliğin arasındaki bir engel yapmayın.
Onu bağırtma.
Ahlak anlayışının seni doğru olanı yapmaktan alıkoymasına asla izin verme.
Oltaya gelmeyin.
Onların bunu yemesine izin verme.
bu memleket bir gram ileri gitmesin
Onların bunu yapmasına izin verme.
- Seni durdurmamıza izin verme.
- Sizi durdurmamıza izin vermeyin.
- Biz sana mâni olmayalım.
- Biz size mâni olmayalım.
Onların seni korkutmasına izin verme.
Onların bunu yapmasına izin verme.
Onun bunu yapmasına izin verme.
Onun bunu yapmasına izin vermeyin.
Tom'un Mary'ye yardım etmesine izin verme.
Çocukların caddede oynamalarına izin verme.
Hiç kimsenin bu kapıyı açmasına izin verme.
- Onu Tom'a yaptırma.
- Onu Tom'un yapmasına izin verme.
Kimsenin seni durdurmasına izin verme.
Tom'un şarkı söylemesine izin verme.
Tom'un seni korkutmasına izin verme.
Tom'un bilgisayarıma dokunmasına izin verme.
Tom'un onu yapmasına izin verme.
Tom'un yatağa atlamasına izin verme.
Birinin bu düğmeye basmasına izin verme.
İçeri girmelerine izin verme.