Examples of using "повар" in a sentence and their turkish translations:
Aşçı nerede?
- Ben bir aşçıyım.
- Aşçıyım.
Sen aşçısın.
Tom bir aşçı.
Aşçı nerede?
Ben iyi bir aşçıyım.
Tom mükemmel bir aşçı.
Tom iyi bir şef.
Sen berbat bir aşçısın.
Sen harika bir aşçısın.
Aşçı eti doğradı.
Açlık en iyi aşçıdır.
Ben berbat bir aşçıyım.
Kocası mükemmel bir aşçıdır.
Aşçı mutfakta oturuyor.
Tom meşhur bir aşçıdır.
- Tom çok iyi bir aşçı.
- Tom çok iyi bir aşçıdır.
Sen gerçekten iyi bir aşçısın.
Ben bir aşçıyım.
Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
Korkarım ki iyi bir aşçı değilim.
Bizim çok iyi bir şefimiz var.
İyi bir aşçı olmalısın.
Tom'un aşçı olduğunu biliyordum.
Tom'un aşçı olduğunu biliyorum.
Ben iyi bir aşçı değilim.
Tom, iyi bir aşçıdır.
Sen iyi bir aşçısın.
Onun bir uşağı ve bir aşçısı var.
Ben iyi bir aşçıyım.
Ben çok iyi bir aşçı değilim.
O şef her gün farklı yemekler hazırlar.
Ben babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.
O çok iyi bir aşçı.
Bu Japon şefi sadece geleneksel Japon bıçakları kullanır.
Tom'un annesi çok iyi bir aşçıdır.
Tom şahane bir aşçı sayılmaz ama en azından elinden geleni yapıyor.
Filmin sonunda aşçı katil çıkmazsa ben ne olayım!
Öyle iyi bir aşçı olduğunu bilmiyordum.
Doğru, yemek pişirme hakkında çok şey biliyor, ama iyi bir ahçı değil.
Tom Boston'daki bir restoranda baş şeftir.
"Selam, Harry!" "Tom.. Tom Riddle!" "Ha, hayır!" "Ne?" "Ben senim!" "Hayalet misin?" "Hayır, ben bir aşçıyım!" "Ne?"
Ablam iyi bir aşçı değildir ve ben de öyleyim.