Examples of using "настоящим" in a sentence and their turkish translations:
ve gerçek bir şampiyon oldu.
birazcık günümüze harmanlaşmış
O, gerçek bir ayyaştı.
O gerçek bir kahramandı.
Tom gerçek bir kahramandı.
Ben gerçek bir erkek oluyorum.
böylece her şey gerçekçi görünüyor,
Tom Mary'nin ilk gerçek erkek arkadaşıydı.
acı içinde oturup geçek bir insan olmanın mutluluğunu hissetmektir.
Son kocam gerçek bir aptaldı.
Tom'la çalışmak gerçek bir zevkti.
Bu benim için hakiki bir şoktu.
- Geçmişi unut, şu anı yaşa, geleceği düşün.
- Geçmişi unut, şimdide yaşa, geleceği düşün.
Project '87, Davidson'a karşı sadece bir meydan okumaydı:
- Bir müdür asla doğru bir arkadaş olamaz.
- Bir patron asla doğru bir arkadaş olamaz.
- Bir patron asla gerçek bir arkadaş olamaz.
O bir çocuk olarak gerçekten çirkin bir ördek yavrusuydu.
Geçmişe mazi, geleceğe niyazi.
Gerçek bir zevkle kitabını okudum.
Yaşlı bir kişi geçmişle bugün arasında bir köprüdür.
Tom'la tanışmak benim için oldukça büyük bir deneyimdi.
Çevre kriziyle ilgili bu belgesel gerçek bir göz açıcıydı.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
Hepimiz şimdiki zamanın yanı sıra geçmişle ve gelecekle bağlandık.
Eğer Fransızca çalışacaksam bir yerli Fransızca konuşucusuyla çalışmayı tercih ederim.
Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.
Gerçek olmak için doğdun, mükemmel olmak için değil.
Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.
Bu gerçek bir elmas olamaz.