Examples of using "камере" in a sentence and their turkish translations:
Kameraya dokunma.
Tom hapishane hücresinde kendini astı.
bir kiralık depo birimine doğru yürüdüm
Tom hapishane hücresinde ölü bulundu.
Bir an için o hücrelerde kendinizi düşünün
hâlâ yüzen hapishanede tutukluydu.
Hücre idrar kokuyordu.
Daha sonra kamera karşısına geçip sizlere anlatıyorum bu durumu
Tom benim hücre arkadaşımdı.
Ne yazık ki babamız cennette değil, bir hücrede.
Kendine geldiğinde, kendini küçük penceresiz bir hücrede buldu.
benim şu an kullandığım kamerada ben saniyede 25 kare görüntü alarak video çekiyorum
hücrede karşılaştığı direnç ise şu an ekranda gördüğünüz şekilde