Examples of using "дождём" in a sentence and their turkish translations:
Yağmurda dans et!
Yağmurda durmayın.
Yağmura maruz bırakmayın.
Rüzgar yağmura eşlik etti.
Yağmurda yürümek istiyorum.
Onlar yağmurda tamamen ıslandılar.
Yavru kedi yağmurda oynuyor.
- Yağmurda şarkı söylüyorum.
- Yağmur altında şarkı söylüyorum.
Yağmurda eve yürümek zorunda kaldım.
Yapraklar yağmurda taze görünüyor.
Oğlum yağmurda oynuyor.
Canım yağmurda şarkı söylemek istiyor.
Yağmurda bisikleti dışarı bırakma.
Rüzgârın altında koşmayı severim.
Yağmurda şarkı söylemeyi severim.
Yağmurda dans etmeyi seviyorum!
Yağmurda dans etmeyi severim.
Yağmurdan sırılsıklam oldu.
Tom yağmur tarafından sırılsıklam edildi.
Yağmurda yürümeyi umursamıyorum.
Yarınki hava güneşli ve nadiren yağışlı olmalı.
Eğer yağmurda bırakırsan, bir bisiklet paslanır.
Yanan evden caddeye kıvılcımlar yağdı.
Tom bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda bir saatten daha fazla bir süre dışarıda bekledi.
Şemsiyemi unuttum ve yağmurda ıslandım.
On dakika kadar uzun süre yağmurda bekletildim.
Yağmurda dışarıya çıktığı için soğuk aldı.
Yağmur yağdığında koşmayı seviyorum.
Son otobüsü kaçırdım ve eve yağmur altında yürüyerek gitmek zorunda kaldım.
Tom'un arabasının yıkanması gerekti, bu yüzden onu yağmurda dışarıda bıraktı.
Her zaman yağmur yağarken yürümeyi sevmişimdir, çünkü kimse benim ağladığımı yağmurda göremez.
Sabret! Kendi yolunu git! Kendine inan! Kalbinin sesini takip et! Mutlu ol! Güçlerine güven! Yıldızlara uzan! Yağmurda dans et! Hep kendin ol! Küçük şeylerin tadına var! Cesur ol! Dünyayı keşfet! Asla pes etme! Seni mutlu edeni yap! Kendinle gurur duy! Hayal kurmaktan asla vazgeçme! Seni itip kakmalarına izin verme!