Examples of using "выхода" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir çıkış yolu yok.
Çıkış yolu yoktu.
Başka bir çıkış yolu yok.
Ama artık başladık.
Buradan çıkmak için yol yok gibi görünüyor.
- Başka bir yolu yok mu?
- Başka yolu yok mu?
Binanın yangın çıkışı yok.
Biz kitabının yayınlanmasını bekliyoruz.
Tek bir çıkış yolu görmüyorum!
O binanın ilk yardım çıkışı yok.
Son çare olarak talimatları okuyun.
Bu durumda kendini iyi hissetmenin sadece iki yolu vardır.
Beklemekten başka çare yoktu.
Afganistan denize kıyısı olmayan bir ülkedir.
Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
- Onun geliri, emekli olduktan sonra iki katına çıktı.
- Emekli olduktan sonra geliri iki katına çıktı.
Emekli olduktan sonra ne yapmayı planlıyorsun?
Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
Korsanların teslim olmaktan başka seçenekleri yoktu.
Kalmaktan başka seçeneğim yoktu.
Öyle yapmaktan başka seçimin yok.
Tom'un bize güvenmekten başka hiç seçeneği yok.
Ben hapisten çıkıncaya kadar hâlâ üç ayım var.
Tom emekli olduktan sonra şehirden uzakta yaşamak istiyor.
- Avustralya denize kıyısı olmayan bir ülke mi?
- Avustralya etrafı karayla çevrili bir ülke mi?
Ben hapishaneden çıkmadan üç hafta önce Tom öldü.
Tom'un sana yapmanı söylediğini yapmaktan başka seçeneğin yoktu.
Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.