Examples of using "Ядро" in a sentence and their turkish translations:
çekirdeğin etrafı ise akışkan magma ile dolu
çünkü çekirdek soğumuş
Katı, çok katmanlı çekirdek.
dünyanın merkezinde bir çekirdek var
Linux çekirdeği monolitiktir.
posasını ve çekirdeğini havada yere bırakır
çekirdeği ise yeniden filizlenmesine
dünyanın çekirdeği ay kadar büyük
Sert çekirdeği uzak mesafeden uçmasına yardımcı olur,
ve bir gülle yerde zıpladı ve her iki bacağını da ezdi.
Bir hidrojen atomu çekirdeği tek bir protondan oluşur. Bu protonun etrafında tek bir elektron döner.