Examples of using "Твоих" in a sentence and their turkish translations:
Bunlardan kaç tanesi senin?
Ellerindeyim.
- Benim dövmem seninkinden daha iyi.
- Benim dövmem sizinkinden daha iyi.
Benim ayakkabılarım seninkilerden daha büyük.
Mazeretlerini duymak istemiyorum.
Başarı çabalarının sonucudur.
Başarı sizin çabalarınıza bağlıdır.
Köpeklerine kim bakıyor?
Senin sorunlarını duydum.
Senin gözlerindeki gözyaşlarını görüyorum.
Saatim sizinkinden farklı.
Dün ebeveynlerine rastladım.
Saatinde saat kaç?
Ebeveynlerinin her ikisini de tanıyordum.
Tom tüm şikâyetlerinden bıktı.
Şikâyetinden bıktık.
Onun için üzülmeye değmez.
Bu senin elinde, Tom.
Dırdırından usandım.
Şakalarını özlüyorum.
Senin eylemlerinden bahsediyorum.
Ağlamak anne babanı geri getirmeyecek.
Ödül başarılarına bağlı.
Ben senin paranı istemiyorum.
Arkadaşlarının dışında kimse geliyor mu?
Senin sorunlarını Tom'dan duydum.
Gerçekten şikayetinden bıktım.
En iyisini yapın.
Hayallerini okumak hoşuma gitti.
Mektuplarının ikisine de cevap vereceğim.
Açıkça konuşmak gerekirse, senin düşünce biçimin demode.
Ben sizin öğrencilerinizden değilim.
Kaç tane arkadaşının sakalı var?
Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı.
O şarkıcı arkadaşlarınız arasında popüler midir?
Art niyetli uyarılarından usandım.
Senin küçümseyen uyarılarından bıktım.
O, sorunlarının en küçüğü.
- Kaderim sizin ellerinizde değil.
- Benim kaderim senin ellerinde değil.
Sınıf arkadaşlarınız hakkında kötü konuşmayın.
- Bunu hangi çocuğun yaptı?
- Bunu çocuklarından hangisi yaptı?
- Bu gözlerin için zararlı gerçekten.
- Bu cidden gözlerine zararlı.
O senin ellerinde.
Dün ebeveynlerine rastladım.
Dün burada senin arkadaşlarını gördüm.
- Çocuklarınız için kendimi üzgün hissediyorum.
- Çocuklarınız için üzülüyorum.
Üzgünüm, Tom. Senin yöntemlerini tasvip etmiyorum.
Annen ve baban aynı soyada sahip mi?
Senin gözlerinde ölümün korkusunu gördüm.
Senin sözlerin onu çok daha iyi hissettirdi.
Senin gözlüğünün çerçevesi hangi malzemeden?
Senin lanet çocuklarını bulup yakacağım.
Senin kollarında ruhum huzur buluyor.
Ebeveynlerine çok fazla bel bağlama.
Artık senin feryadını dinlemek istemiyorum.
Sizin saatinize göre şimdi saat kaç?
Seninle notların hakkında konuşmam gerekiyor.
Eski erkek arkadaşların hakkında bir şey duymak istemiyorum.
Tom senin onun hakkında nasıl hissettiğini biliyor mu?
Tom kim? Senin okul arkadaşlarından biri.
Annen ve baban üzerinde iyi bir izlenim bırakmak istiyorum.
Bu çirkin sarı bana senin yatak çarşafı rengini hatırlatıyor.
Gelecek senin ellerinde.
Ben senin şikâyetlerinden usandım.
Hayatlarımız sizin elinizdedir.
Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
Bütün eski kız arkadaşlarından haber almak istemiyorum.
Bütün eski arkadaşlarının isimlerini bilmek istemiyorum.
Güzel gözlerin için her şeyi yapacağımı bilirsin.
Her zaman düşmanlarını affet. Hiçbir şey onları daha fazla rahatsız edemez.
Saatim seninkinden daha doğru.
Ben de senin yeni arkadaşlarından biri olabilir miyim?
Biraz sesli konuş, ne dediğin hiç anlaşılmıyor.
Gözlerini unutamam.
Bizim kaderimiz sizin elinizde.
Kaderim senin ellerinde.
Tom'un seni sevmediğini söylediğini düşünüyordum.
Sorunlarının farkındayım.
Bu, eserlerinden biri mi?
Tom senin arkadaşlarından biri mi?
Benim yaşamım sizin ellerinizde.
Bunu sen mi yaptın?
Ona kotundaki deliği dikip dikmeyeceğini sor.
Ben senin bitmeyen yakınmalarından bıktım.
- Öğrencilerinizden biriyle tanıştım.
- Sizin öğrencilerinizden biriyle tanıştım.
Sessizliğini anlamayan, kelimelerini de anlamaz.
- O işe girersen kral sensin.
- O işe girersen paşalar gibi yaşarsın.
Senin tavsiyen olmadan yapamam.
Bütün sorunlarını duydum.
Ellerindeyim.
Tom bana şüphelerinizden bahsetti.
Arkadaşlarından herhangi biri boya yapar mı?
Arkadaşlarından herhangi biri sigara içiyor mu?
- Ben senin paranı istemiyorum.
- Paranı almak istemiyorum.
Arkadaşlarının dışında kimse geliyor mu?
Düğmelerinizden biri düştü.
Kuşkunuz varsa doğruyu söyleyin. Bu düşmanlarınızı yıkacak ve arkadaşlarınızı şaşırtacak.
Ben senin paranı istemiyorum.