Examples of using "руках" in a sentence and their turkish translations:
O senin ellerinde.
O emin ellerde.
Ellerindeyim.
- İyi ellerdesin.
- İyi ellerdesiniz.
- Kendini kontrol et!
- Kendine hâkim ol!
Gelecek senin ellerinde.
Sonrası Allah kerim.
Hayatlarımız sizin elinizdedir.
Küçük kızın ellerinde oyuncak bir bebek var.
Benim geleceğim sizin ellerinizde.
Senin hayatın benim ellerimde.
Bizim kaderimiz sizin elinizde.
Kaderim senin ellerinde.
Şu anda güvenli ellerdesin.
- Kendini kontrol et!
- Kendine hâkim ol!
Sen benim avucumun içindesin.
Benim yaşamım sizin ellerinizde.
Senin kaderin ellerimde.
Kollarında öldü.
mafyanın eline düşmüş bir halk var ortada
Ellerindeyim.
İyi ellerdeyiz.
Her şey Tanrı'nın ellerindedir.
Güç Tom'un elinde.
- Kollarında öldü.
- Senin kollarında öldü.
- Sizin kollarınızda öldü.
- O, senin kollarında öldü.
- O, sizin kollarınızda öldü.
- O, kollarında öldü.
Onun kollarında büyük bir kutu vardı.
- Kollarında öldü.
- Senin kollarında öldü.
- Sizin kollarınızda öldü.
- O, senin kollarında öldü.
- O, sizin kollarınızda öldü.
- O, kollarında öldü.
Amuda kalkabilir misin?
Elindeki şey ne?
Tırnaklarını kes.
Kanın ellerinize ulaşmasını sağlayın.
Tom elleri üstünde yürüyebiliyor.
Kale düşmanın ellerindeydi.
Tom ellerinde küçük bir kutu tutuyordu.
Tom kollarında bir bebek tutuyor.
Onun ellerinde kan var.
Bu senin elinde, Tom.
Hepimiz Tanrı'nın elindeyiz.
- Almanya'nın geleceği iyi ellerde.
- Almanya'nın geleceği emin ellerde.
Mary bebeği kucağında tuttu.
Onun yaşamı benim ellerimde.
Tom amuda kalktı.
Tuttuğun şeyi bana göster.
- Bebek annesinin kollarında mışıl mışıl uyuyordu.
- Bebek annesinin kollarında rahat uyuyordu.
Genç kadın kucağında bir bebek taşıyordu.
O, kollarında büyük bir kutu tutuyordu.
Bebek annesinin kollarında uyuyakaldı.
Tom plajda amuda kalktı.
Bizim geleceğimiz onların elinde.
din tüccarlarının elinde oyuncak olması
Genç kadın kollarında bir bebek taşıyordu.
Bebeğini kucağında taşıyordu.
Bebeğini kollarının arasında tutdu.
Kendinizi kontrol edin.
Amuda kalkabilir misin?
Kendimi kontrol etmeye çalışacağım.
- Tom'un elinde üç bileti var.
- Tom'un elinde üç bilet var.
İnsanlığın geleceği sizin ellerinizde.
Tom benim kollarımda öldü.
Tom'un ellerinde bir şey var.
Seni kollarımda taşıyabilirim.
Seni kollarımda taşıyabilir miyim?
- Kaderim sizin ellerinizde değil.
- Benim kaderim senin ellerinde değil.
Kollarımda öldü.
- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.
- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.
- Kollarında öldü.
- Onların kollarında öldü.
- O, onların kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.
- Kollarında öldü.
- Onların kollarında öldü.
- O, onların kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.
Tom Mary'nin kollarında öldü.
O, bebeğini kollarında tuttu.
Tom amuda kalkabilir.
- Tom'un elinde bir bıçak vardı.
- Tom'un ellerinde bir bıçak vardı.
Onun babası kollarında öldü.
Şu elindeki nedir?
Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
Dün kollarında bir tavşan tutan bir adam gördüm.
Kızlardan her birinin kollarında bir oyuncak bebeği var.
Dokunduğu altın oluyordu.
Tom'u üst kata götürmek zorunda kaldım.
Elimde fazla param yok.
Polis Tom'un ellerinde barut izi buldu.
Belki de o, iki elinde bir falafel ile öldü.
Senin kollarında ruhum huzur buluyor.
Tebeşirden nefret ederim. Elinde toz bırakır.
Tom'un ellerinde bir beyzbol sopası vardı.
- Tom'un kollarında birçok yara izi var.
- Tom'un kolları tarlaya dönmüş.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
Ellerimde tuttuğum şey fosilleşmiş bir kabuk.
gamalı haç, kukuleta ve meşalelerle dolaşanları konuşmuyorum.
Kaderlerimiz önceden belirlenmedi, bizim ellerimizde.
o saatten sonra kontrol öğretmenin elinde zaten
Eldeki serçe çalılıktaki keklikten iyidir.
Her şey insanın ellerinde. Bu yüzden onları sık sık yıka.
Tom yemek odasına girdi, bir tepsi taşıyordu.
Tom siyah deri eldivenler giyiyordu.
Küçük çocuklar taşınmaktan hoşlanırlar.
Onlar Tom'un ellerinde barut izi buldu.