Translation of "Таро" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Таро" in a sentence and their turkish translations:

- Пожалуйста, зовите меня Таро.
- Пожалуйста, зови меня Таро.

- Beni lütfen Taro diye çağır.
- Bana Taro de lütfen.

Таро усердно учится.

Taro, sıkı çalışıyor.

Он брат Таро.

- O, Taro'nun erkek kardeşi.
- O,Taro'nun erkek kardeşidir.

Таро, обед готов!

Taro, yemek hazır!

Таро, иди почисти зубы.

Taro, git ve dişlerini fırçala.

Таро не всегда здесь.

Taro her zaman burada değil.

Он старший брат Таро.

O, Taro'nun ağabeyidir.

Это было написано Таро Акагавой.

O, Taro Akagawa tarafından yazılmış.

Он более известен, чем Таро.

O, Taro'dan daha ünlüdür.

Таро ведь говорит по-английски?

Taro İngilizce konuşur, değil mi?

Таро умер два года назад.

Taro iki yıl önce öldü.

Кто выше, Кен или Таро?

- Kim daha uzun boylu, Ken mi yoksa Taro mu?
- Kim daha uzun, Ken mi yoksa Taro mu?

Она гадает на картах Таро.

O bir tarot okuyucusu.

Ты не поможешь мне, Таро?

Bir el atar mısın Taro?

У Таро сильное чувство ответственности.

Taro güçlü bir sorumluluk duygusuna sahiptir.

- Таро, ты бы не мог мне помочь?
- Таро, ты не мог бы мне помочь?

Taro, sen bana yardım edebilir misin?

Таро весит не менее семидесяти килограммов.

Taro en az yetmiş kilo çeker.

В жилах Таро течёт кровь самурая.

Bir samurayın kanı, Taro'nun damarlarında akıyor.

Они выбрали Таро капитаном их команды.

Taro'yu takımlarının kaptanı seçtiler.

Почему Таро так хорошо говорит по-английски?

Taro niçin çok iyi şekilde İngilizce konuşabilmektedir?

Таро выше любого другого мальчика в классе.

Taro, kendi sınıfında herhangi bir çocuktan daha uzun.

Таро и Ханако собираются пожениться следующей весной.

Taro ve Hanako önümüzdeki bahar evlenecekler.

Таро говорит по-английски лучше, чем я.

Taro benden daha iyi İngilizce konuşur.

Таро купил подержанный автомобиль на прошлой неделе.

Taro geçen hafta kullanılmış bir araba aldı.

Таро задержался в Токио на три дня.

- Taro üç gün boyunca Tokyo'da kaldı.
- Taro üç günlüğüne Tokyo'da kaldı.

Вчера я играл с Таро в теннис.

Dün Taro ile tenis oynadım.

Я играл в теннис с Таро вчера.

Dün Taro ile tenis oynadım.

Рождённый в США, Таро хорошо говорит по-английски.

Amerika'da doğduğu için, Taro iyi İngilizce konuşur.

Таро играет на гитаре лучше, чем любой его одноклассник.

Taro sınıfındaki başka bir çocuktan daha iyi gitar çalar.

Было очевидно, что Ханако не хочет выходить замуж за Таро.

Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.