Examples of using "Лучшая" in a sentence and their turkish translations:
En iyi okul hangisidir?
- Saldırı en iyi savunma şeklidir.
- En iyi savunma saldırıdır.
- En iyi müdafaa hücumdur.
Dürüstlük en iyi politikadır.
Bu kalem en iyisidir.
Açken insana her şeyin tadı güzel gelir.
Hakikat en iyi yalandır.
Uyku en iyi meditasyondur.
Baskın basanındır.
- Sen dünyanın en iyi annesisin.
- Sen dünyadaki en iyi annesin.
Bu senin en iyi işin değil.
O, sınıfının en iyisidir.
Hayır, Çin mutfağı en iyisidir.
İntikam en iyi intikamdır.
Bu benim en iyi gömleğim.
En iyi savunma iyi bir saldırıdır.
Emily benim en iyi arkadaşım.
Örgün eğitim, öğretimin en iyi şeklidir.
Marie benim en iyi arkadaşımdır.
Ben dünyada en iyi anneye sahibim.
Helen her zaman kendi sınıfının zirvesindedir.
Bu, mağazadaki en iyi gitar.
O, kızımın en iyi arkadaşı.
Mary kızımın en iyi arkadaşı.
Dürüstlük her zaman en iyi politika değildir.
Bu, dünyanın en iyi işi!
Okumak için en iyi mevsim sonbahardır.
Vikipedi, İnternet'teki en iyi ansiklopedidir.
Japonya dünyadaki en iyi ülkedir.
Bu, şehirdeki en iyi otel.
Bu, ilçedeki en iyi okuldur.
Bunun en iyi parçası olduğunu düşünüyorum.
Bu, mağazadaki en iyi kamera.
Açlığın en iyi sos olduğunu söylemeye gerek yok.
Dünyadaki en iyi anneye sahibim.
Kendi kendine yardım en iyi yardımdır.
Dünyadaki en iyi işe sahibim.
Amerika'daki hukuk sistemi dünyanın en iyisidir.
Hayatı hakkındaki en iyi kitap hayatın kendisidir.
Bu tüm yolculuğun en iyi parçasıydı.
En iyi arkadaşım, erkek arkadaşımı çaldı.
Sen en iyisisin.
Kate, benim sınıfımda en iyi şarkıcıdır.
Tom dünyadaki en iyi işe sahip.
O bu şehirdeki en iyi oteldir.
O şimdiye kadar okuduğum en iyi kitap.
Ben en iyisiyim.
- Sen benim en iyi müşterimsin.
- Siz benim en iyi müşterimsiniz.
Keyif, mutluluktan fazlasını hedeflemekten daha güzeldir.
Ressam olmak dünyanın en güzel mesleği.
aklıma gelen en iyi sebep:
Ah, kadın, dünyadaki en iyi büyücü sensin!
Benim annem dünyanın en iyi annesidir.
Bu en iyi dolma kalem.
Bence bu Boston'daki en iyi okul.
Bu şimdiye kadar yediğim en iyi pizza.
sahadaki hem en iyi hem de en kötü görevdir.
yani çocukluğumuzun en güzel oyunu buydu
- Sen benim en iyi arkadaşımsın.
- Sen en iyi arkadaşımsın.
Mary'nin en yakın arkadaşı bir Brezilya bikini ağdası aldı.
O benim en iyi arkadaşım.
Sanırım dünyadaki en iyi işe sahibim.
Bu benim en iyi arkadaşım.
Ve sık sık el yıkama, buna karşı en iyi savunmadır.
Becky bugüne kadar bütün hastanede en iyi hemşiredir.
Mary benim en iyi arkadaşımdır.
Kız kardeşim benim en iyi arkadaşımdır.
En iyi arkadaşım bir Kanadalı.
ve Amerika bunda kesinlikle en iyisi.
Bu en iyisi.
Tom dürüstlüğün gerçekten en iyi politika olup olmadığını merak ediyordu.
O en iyisidir.
Siz en iyisisiniz.
En iyisi hangisi?
2011 Eurovision Sarkı yarışmasındaki en iyi şarkıcı Getter Jaani'dir
Hangi işletim sistemi en iyisidir?
Sen en iyisin.
Yine de bir ayı gördüğünüzde koşmaya başlamak iyi bir fikir olmayabilir.
Sanırım bu şimdiye kadar yediğim en iyi yemek.
En iyi arkadaşın nerede yaşıyor?
Hangisi en iyi?
Bu, şimdiye kadar okuduğum en iyi kitaptır.
Mary sadece kız kardeşim değil. O aynı zamanda benim en iyi arkadaşım.
Okumak için en iyi mevsim sonbahardır.
Senin en iyi arkadaşım.
- Benim en iyi arkadaşım olduğunu düşünüyordum.
- Benim en iyi arkadaşım olduğunu sanıyordum.
En iyi arkadaşın olduğumu düşündüm.
Benim en iyi arkadaşım Kanadalı.
Ben en iyisiyim.
En iyi arkadaşım şu an Roma'da.
- Sanıyorum iyi bir düşünce değil.
- Bence iyi bir fikir değil.
- Bunun iyi bir düşünce olmadığını düşünüyorum.
Yaşamımın en iyi gecesiydi.
Sadako, en iyi arkadaşı Çizuko'nun ona altın yaldızlı kâğıttan yaptığı turnaya baktı.
- Kız kardeşim aynı zamanda en iyi dostumdur da.
- Kız kardeşim ayrıca en iyi arkadaşımdır.