Examples of using "Venho" in a sentence and their turkish translations:
Ben İspanyalıyım.
Ben derhal geleceğim.
Ben Kyotoluyum.
Şikokuluyum.
Barış içinde gelirim.
Ben Kolombiya'dan geliyorum.
Avustralya'lıyım.
Portekizliyim.
- Ben İngiltereliyim.
- İngiltereliyim.
- İngiltere'den geliyorum.
- Ben Brezilyalıyım.
- Brezilya'dan geliyorum.
- Brezilya'danım.
Bostonluyum.
Ben Japonyalıyım.
Ben Avrupalıyım.
Buraya sık sık gelirim.
Gelebildiğim zaman gelirim.
Evet, Sapporo'dan geldim.
Bugün gelmiyorum.
Ben buraya çok gelmiyorum.
Birleşik Devletler'den geliyorum.
Okula otobüsle gelirim.
- Ben Avustralyalıyım.
- Avustralyalıyım.
İngiltereliyim.
Yıllardır seninle görüşmeyi istiyordum.
Buraya her pazartesi gelirim.
Her gün buraya gelirim.
Durumumuzu düşünüyordum.
Ben Shizuokalıyım.
Ben gelecekten geliyorum.
Ben Polonyalıyım ve Varşova'dan geliyorum.
Mısırlıyım.
Şimdi üç yıldır Fransızca okuyorum.
Tamam, saat dörtte seni almaya geleceğim.
Her gün pizza yemekteyim.
Onun hakkında düşünüyorum.
Söylediğim o değil mi?
İngiltereliyim.
Ben Tokyo, Japonya' lıyım.
Şimdiye kadar ilk kez Paris'e geldim.
İşte geldim.
Ben Kyotoluyum.
Ben Shizuokalıyım.
Yıllardır bunun iyi bitmeyeceğini söylüyorum.
- Ben Japonyalıyım.
- Japonyalıyım.
- Ben Rusyalıyım.
- Rusyalıyım.
- Ben Brezilyalıyım.
- Brezilyalıyım.
- Brezilya'danım.
Bunun üzerinde aylardır çalışıyorum.
Ben İtalyalıyım ve İtalyanca konuşurum.
Bu günlerde çok yalnız hissediyorum.
Üç yıldır İngilizce öğrenimi yapmaktayım.
İyi bir iş çıkardım.
Kızmamaya çalışıyorum.
Bunun olmasını bekliyorum.
Ben kimim? Nereden geliyorum? Ölümden sonra hayat var mı? Dünyada yaşamın anlamı nedir?