Examples of using "Praticar" in a sentence and their turkish translations:
Pratik yapalım.
Uygulama yapmama izin verin.
- Seninle pratik yapmak istiyorum.
- Sizinle pratik yapmak istiyorum.
Tom rüzgar sörfüne gitti.
Sadece uygulama yapmalısın.
Biraz daha pratik yapmalısın.
Biraz daha pratik yapmak istiyorum.
Fransızcamı pratik yapmak istiyorum.
Tom, anadili Fransızca olanlarla pratik yapmak istiyor.
Kemanı her gün pratik yapmalısın.
Benim biraz daha pratik yapmam gerekir.
O genellikle İngilizcesini benim üzerimde pratik yapmak istiyor
Zayıflamak için en iyisi biraz spor aktivitesine başlamak.
Üzgünüm yapamam. Yoga uygulamam var.
Koç bana daha sıkı çalışmam gerektiğini söyledi.
Tom her gün üç saat piyano çalışırdı.
İzlandaca yazma uygulaması yapmak istiyorum.
İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.
Ve beni her gün dört saat alıştırma yapmaya zorladı
Tom halkın içinde ahlaka aykırı bir eylemi gerçekleştirmekle suçlandı.
Karım bugün Muay Thai yapmaya başladı. Tırsıyorum.
Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.
Tom'un biraz daha pratiğe ihtiyacı var.
Birinin komşusuna yardım etmek sevaptır.